Affediyorum
Hayat kimseye torpil yapmaz. Tüm insanlık ailesi, yirmi dört saate sahip. Bu zamanı dilerseniz, çalışmak ve mutlu olmak için geçirirsiniz, yapılan hataları affedersiniz. Dilerseniz şikayet etmek ve karamsarlıkla geçirirsiniz, öfke ve kin dolu bir hayatı seçersiniz.
Parmağınızı kestiğiniz zaman, yara bir süre sonra kapanır. Beden yaratılışı gereği bu yarayı onarır. Fakat bir insan, başka birine küstüğü zaman, onu affetmek istemez, bu yarayı da kapatmak istemez. Kini ve öfkesi her zaman canlı kalır. Olaya bu açıdan bakarsak kin, öfke, nefret gibi kavramların evrene ve yaratılışa ne kadar ters olduğunu görebiliriz. Evren, hayat affedicidir. Bu alemin yaratıcısı Allah C.C.; tövbe eden kullarını, sözlerinde sadıklarsa affedeceğini bildirmiştir. Ama insanlar affetmiyor, ne kadar garip bir durum. Yaratıcı affediyor, yaratılan insan affetmiyor...
Hayatla uyum içinde olanlar, affeder. Bizler, duygularımızın, düşüncelerimizin, eylemlerimizin efendisiyiz. Yaptığımız davranışlar için, başka insanları suçlayamayız. Düşüncelerimiz ve karamsarlığımız için, başkalarını suçlayamayız. Bize yapılan bir kötülüğü affetmek de, kin gütmek de elimizde.
Yaşanan her olay, hayatımızda bir iz bırakır. Hayattan zevk almak için, bu izlerden ve geçmişin tortularından kurtulmalıyız. Kin ve nefret bizim sırtımızda bir yük oluşturur. Kin duyduğumuz bir insanın başına gelen iyi olay bizi üzer. Bu davranış hayatın bütünlüğünü inkar etmektir aslında. Bilinçaltınıza affetmeye yönelik telkinler verin. “O kişiyi affettim” diyebilirsiniz. Ya da o kişi ile ilgili bir haber aldığınızda; üzülüp üzülmediğinizi kontrol edin. Nefretten arınmak ve affetmek büyük bir erdemdir. Bir kişiyi gerçekten affettiyseniz, olayı hatırlarsınız ama acı çekmezsiniz.
Affetmek vermektir aslında. Sizi üzen bir insana, huzur veya sevgi vermektir. Evrendeki her şeyde vermek üzerine kurulmuştur. Toprak, doğa, güneş karşılıksız verirler. Başkalarını affetmek huzur ve sağlık için gereklidir. Affederseniz hafiflersiniz. Önce kendinizden başlayın ve kendinizi affedin. Geçmişinizi affedin. Kendinizi affederek EGO’nuzun üzerinizdeki etkisinden sıyrılın.
Hazreti Ali R.A;”Bir suçluyu affettiğin zaman pişman olma, cezalandırdığın zaman sevinme” buyuruyor. Aslında bu söz, yazdığımız her şeyi özetliyor.
İş işten geçmeden hayatınızda bir temizlik yapın, affedin. Egonuzu temizleyin, zihninizi temizleyin, gönlünüzü kin, nefretten temizleyin ve affedin. Affetmek biz seçimdir, özgürleşmeyi seçin.
Yazımı bitirirken; internette gördüğüm kısa bir yazıyı da paylaşmak istiyorum.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır. Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir. "Duygusal unutma" affetmenin diğer adıdır.
Tolga ÇELEBİ
Hayat kimseye torpil yapmaz. Tüm insanlık ailesi, yirmi dört saate sahip. Bu zamanı dilerseniz, çalışmak ve mutlu olmak için geçirirsiniz, yapılan hataları affedersiniz. Dilerseniz şikayet etmek ve karamsarlıkla geçirirsiniz, öfke ve kin dolu bir hayatı seçersiniz.
Parmağınızı kestiğiniz zaman, yara bir süre sonra kapanır. Beden yaratılışı gereği bu yarayı onarır. Fakat bir insan, başka birine küstüğü zaman, onu affetmek istemez, bu yarayı da kapatmak istemez. Kini ve öfkesi her zaman canlı kalır. Olaya bu açıdan bakarsak kin, öfke, nefret gibi kavramların evrene ve yaratılışa ne kadar ters olduğunu görebiliriz. Evren, hayat affedicidir. Bu alemin yaratıcısı Allah C.C.; tövbe eden kullarını, sözlerinde sadıklarsa affedeceğini bildirmiştir. Ama insanlar affetmiyor, ne kadar garip bir durum. Yaratıcı affediyor, yaratılan insan affetmiyor...
Hayatla uyum içinde olanlar, affeder. Bizler, duygularımızın, düşüncelerimizin, eylemlerimizin efendisiyiz. Yaptığımız davranışlar için, başka insanları suçlayamayız. Düşüncelerimiz ve karamsarlığımız için, başkalarını suçlayamayız. Bize yapılan bir kötülüğü affetmek de, kin gütmek de elimizde.
Yaşanan her olay, hayatımızda bir iz bırakır. Hayattan zevk almak için, bu izlerden ve geçmişin tortularından kurtulmalıyız. Kin ve nefret bizim sırtımızda bir yük oluşturur. Kin duyduğumuz bir insanın başına gelen iyi olay bizi üzer. Bu davranış hayatın bütünlüğünü inkar etmektir aslında. Bilinçaltınıza affetmeye yönelik telkinler verin. “O kişiyi affettim” diyebilirsiniz. Ya da o kişi ile ilgili bir haber aldığınızda; üzülüp üzülmediğinizi kontrol edin. Nefretten arınmak ve affetmek büyük bir erdemdir. Bir kişiyi gerçekten affettiyseniz, olayı hatırlarsınız ama acı çekmezsiniz.
Affetmek vermektir aslında. Sizi üzen bir insana, huzur veya sevgi vermektir. Evrendeki her şeyde vermek üzerine kurulmuştur. Toprak, doğa, güneş karşılıksız verirler. Başkalarını affetmek huzur ve sağlık için gereklidir. Affederseniz hafiflersiniz. Önce kendinizden başlayın ve kendinizi affedin. Geçmişinizi affedin. Kendinizi affederek EGO’nuzun üzerinizdeki etkisinden sıyrılın.
Hazreti Ali R.A;”Bir suçluyu affettiğin zaman pişman olma, cezalandırdığın zaman sevinme” buyuruyor. Aslında bu söz, yazdığımız her şeyi özetliyor.
İş işten geçmeden hayatınızda bir temizlik yapın, affedin. Egonuzu temizleyin, zihninizi temizleyin, gönlünüzü kin, nefretten temizleyin ve affedin. Affetmek biz seçimdir, özgürleşmeyi seçin.
Yazımı bitirirken; internette gördüğüm kısa bir yazıyı da paylaşmak istiyorum.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır. Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir. "Duygusal unutma" affetmenin diğer adıdır.
Tolga ÇELEBİ