Adrenalini kim buldu

bal_böceği

€q0iSt
Prenses
Kayıtlı Üye
Adrenalin böbrekler üzerinde bulunan endokrin bezleri, yani böbrek üstü bezleri tarafından sürekli ve küçük miktarlarda salgılanan önemli bir hormondur. Anksiyete, tehlike, mücadele ve stres durumları böbreküstü bezlerini tetikler ve adrenalin üretimi artar. Artan adrenalin üretimi beyine mesajlar yollayarak tetikte olma, kan basıncı, enerji düzeyi, kalp hızı ve kuvveti arttırır. Adrenalin, laboratuvarlarda sentez yoluyla elde edilen ilk hormondur.Adrenalin ile ilgili ilk gözlemler İngiliz fizyolog Edward Sharpey-Schafer tarafından 1894 yılında başlatıldı. 1901 yılında Japon-Amerikalı kimyacı Jokichi Takemine adrenalini izole etmeyi başardı.

1905 yılına kadar, bir organ tarafından üretilen ve kan yoluyla diğer organlara taşınan ve etkileyen maddenin hormon olduğu kavramı İngiliz fizyolojist William Bayliss ve Ernest Starling tarafından ortaya kondu. değildi. Bilim adamları ancak bundan sonra adrenalinin bir hormon olduğunu anlayabildi.

Bugün için laboratuvarlarda adrenaline; gerek yapı bakımından, gerekse te’sir bakımından benzeyen başka maddeler de sentez edilmiş ve tıbbi tedavi alanında ilaç olarak kullanılmıştır. Bunlardan bazıları; Metaraminol, efedrin, fenilefrin v.b.’dir.

Adrenalin ve Noradrenalin

Böbreküstü bezlleri adrenalin gibi noradrenalin adı verilen başka bir hormon salgılamaktadır. Adrenalin 1894; nodrenalin ise 1949’da keşfedilmiştir. Her iki hormon “katekolamin” denen maddeler sınıfındandır.

Adrenalin ve noradrenalin etkisiyle kalp atım sayısı, dolayısıyla nabız sayısı, atardamar kan basıncı, solunum hızı ve derinliği, metabolizma, kaslara giden kan mikdarı, kasların kasılma gücü ve kasların yorgunluk süreleri artmaktadır. Vücudun tehlikelere karşı adaptasyonu ve başarısı yükselir.

İnsan ve çeşitli memeli hayvanlarda böbreküstü bezinden salgılanan bu iki hormonun oranları değişiktir. Çok asabileşme sırasında daha çok noradrenalinin salgılandığı, yapılan tedkiklerden anlaşılmaktadır. Kedi ve aslanda eşit oranlarda salgılandığı halde, sığır, tavşan ve kobaylarda % 85 adrenalin salgılanır. İnsanda bu oran % 90’dır. İlginçtirki hiç düşmanı olmayan veya kızmaz gibi bilinen balinada % 100 noradrenalin salgılanmasıdır.

Tıpta Adrenalin Tedavisi

Tıpta adrenalinin tedavi gayesiyle en çok şu durumlarda kullanılır: Duran kalbe, göğüs duvarı üzerinden uzun bir iğneyle kalp karıncığı boşluğuna doğrudan doğruya girilerek adrenalin enjekte edilerek kalp yeniden çalışabilir.

Bronşiyal astımda özellikle nöbetler sırasında kullanılırsa bronş spazmının, bronş cidarındaki aşırı kanlanmanın ve şişliğin giderilmesine sebeb olur.

Ameliyatlarda çalışılan bölgelerdeki damarların üzerine damlatılırsa, damarların büzülmesine ve kan kaybının azalmasına sebeb olur. Bölgesel anestezik maddelere belli oranlarda katılarak, müdahale edilen yüzeyde, anestezi etkisinin daha uzun süre devam etmesini sağlar.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst