Sibel1
Bayan Üye
Beslenme, vücudun çalışması için gerekli olan besin öğelerinin, besinlerle vücuda alınması, sindirimi, emilimi ve metabolizmasıdır. Adölesan çağının en önemli özelliği olan hızlı büyüme ve gelişme olayı, çocukların besin gereksinimlerinin hayatları boyunca ulaşacağı en yüksek düzeye çıkmasına neden olur. Günlük enerji ve besin öğesi gereksinimlerinin düzenli öğünler şeklinde ve her öğünde uygun besin örüntüsü ile sağlanması önemlidir.
Bu çağda, hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimleri yetişkinlere oranla daha fazladır. Bu nedenle, bu geçiş döneminde gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur, bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür.
Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmamış çocuk ve gençlerde çeşitli nedenlerle öğün atlamanın ve öğünlerde seçilen sakıncalı besinlerin oranının arttığı gözlenmektedir. Yapılan öğün atlamanın ve öğünlerde seçilen sakıncalı besinlerin oranının arttığı gözlenmektedir.
Yapılan araştırmalar en sık atlanan öğünün kahvaltı olduğunu göstermektedir. İlk, orta ve lise öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar kahvaltı yapmadan okula gidenlerin oranının %14.5-35.1 arasında değiştiğini göstermektedir. Yapılan bir çalışmada, çalışmayan annelerin çocuklarında çalışan annelerin çocuklarına oranla kahvaltı yapmama alışkanlığının daha fazla olduğu belirtilmiştir.
Çocukların ara öğünlerde tükettikleri besin türleri ve bunların tüketim zamanı da iştah üzerine etki ederek diğer öğünlerin aksamasına neden olabilir. Özellikle bu yaş grubundaki okul çağı çocukların ara öğünlerdeki besin tercihleri incelendiğinde genellikle meşrubat, bisküvi, çikolata, gofret ve şekerlemeler gibi enerji yoğunluğu yüksek ancak besin değeri düşük yiyeceklerin üst sınırlarda yer aldığı görülmüştür.
Genel olarak ülkemizde çocuk ve gençlerde yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak görülen sağlık sorunları; zayıflık, şişmanlık, bu iki durumun oluşturduğu komplikasyonlar, yetersiz veya fazla besin öğesi alımları, guatr, anemi ve diş çürükleridir.
Şişmanlık, tüm dünyada değişik yaş gruplarında farklı nedenlerle ortaya çıkmakta ve farklı oranlarda görülmektedir. Şişmanlıkta adiposit ( yağ doku ) büyüklüğündeki değişim, adiposit sayısındaki değişimden fazladır. Şişman bireyler normal bireylerin depoladığı lipidin dört katından daha fazlasını depolar. Şişmanlık oranlarını gerek yerleşim yeri ve sosyo-ekonomik düzey, gerekse yaş ve cinsiyetler arasındaki farklılıklar göstermektedir.
Şişmanlığın gelişiminde doğum öncesi, okul öncesi yaş ve ergenlik kritik dönemlerdir. Ergenlik kalıcı yağlanmanın oluştuğu son kritik dönemdir. Ergenlikte aşırı yağ birikimi, özellikle kadınlarda yaşam boyu şişman olma riskini arttırmaktadır. Çocukluk ve ergenlik çağında bedende aşırı yağ birikimi yetişkinlikte başta gelen sağlık sorunlarından hipertansiyon, hiperlipidemi, insüline bağımlı olmayan diyabet ve kardiovasküler hastalıklarla yakından ilişkilidir.
Gelişmekte olanda daha sık görülmekle birlikte bütün ülkeleri ilgilendiren sorunlardan biri de anemilerdir. Anemilerin büyük çoğunluğu demir yetersizliği anemisidir. Diyetle yetersiz alım, diyette demir emilimi olumsuz yönde etkileyen etmenlerin varlığı, çevre sağlığı koşullarının yetersizliği, temizlik kurallarına yeterince uyulmamasıyla alınan parazitler, kan kaybına neden olan durumlardır. Özellikle çocuklarda başlıca beslenme sorunu olan demir yetersizliği anemisi durumunda, öğrenme ve okul başarısı olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir.
Bu nedenlerle özellikle gelişme dönemindeki çocukların beslenmesine çok önem verilmesi gerekmektedir.
Adölesanların Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri
Adölesan dönem, hızlı anatomik, fizyolojik ve davranışsal değişikliklerle karakterize, metabolik hızda değişikliklerin uyarılmasının beklendiği dönemdir. Adölesanların enerji gereksinimi; yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı ve pubertal gelişme ile ilgili olduğu gibi fiziksel aktivitenin derecesine göre de bireyden bireye büyük değişiklik gösterebilir.
Adölesan dönemdeki hızlı büyüme, enerji ve besin öğelerine olan gereksinimin artmasına neden olmaktadır.
Enerji gereksinimi;
Adölesan beslenmesi, adölesan çağındaki büyümenin birinci basamağı kabul edilir. Bu çağda bazal metabolizmada önemli atış vardır. Buna bağlı olarak enerji gereksinimi de artar.
Büyüme sürecinde enerji harcamasını gerektirdiğinden; çocukların enerji gereksinimi yetişkinlerden fazladır. Erkeklerde kas dokusu daha fazla gelişirken yağ dokusu azalır, kızlarda her iki dokuda da artış gözlenir. Yirmi yaş civarında kızlar erkeklerden bir kat fazla yağ dokusu, fakat erkeklerin üçte ikisi kadar kas dokusuna sahip olurlar. Bu gözlemler adölesanda erkeklerin kızlardan daha fazla enerjiye gereksinim göstermelerini açıklar.
Bu çağda, hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimleri yetişkinlere oranla daha fazladır. Bu nedenle, bu geçiş döneminde gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur, bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür.
Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmamış çocuk ve gençlerde çeşitli nedenlerle öğün atlamanın ve öğünlerde seçilen sakıncalı besinlerin oranının arttığı gözlenmektedir. Yapılan öğün atlamanın ve öğünlerde seçilen sakıncalı besinlerin oranının arttığı gözlenmektedir.
Yapılan araştırmalar en sık atlanan öğünün kahvaltı olduğunu göstermektedir. İlk, orta ve lise öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar kahvaltı yapmadan okula gidenlerin oranının %14.5-35.1 arasında değiştiğini göstermektedir. Yapılan bir çalışmada, çalışmayan annelerin çocuklarında çalışan annelerin çocuklarına oranla kahvaltı yapmama alışkanlığının daha fazla olduğu belirtilmiştir.
Çocukların ara öğünlerde tükettikleri besin türleri ve bunların tüketim zamanı da iştah üzerine etki ederek diğer öğünlerin aksamasına neden olabilir. Özellikle bu yaş grubundaki okul çağı çocukların ara öğünlerdeki besin tercihleri incelendiğinde genellikle meşrubat, bisküvi, çikolata, gofret ve şekerlemeler gibi enerji yoğunluğu yüksek ancak besin değeri düşük yiyeceklerin üst sınırlarda yer aldığı görülmüştür.
Genel olarak ülkemizde çocuk ve gençlerde yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak görülen sağlık sorunları; zayıflık, şişmanlık, bu iki durumun oluşturduğu komplikasyonlar, yetersiz veya fazla besin öğesi alımları, guatr, anemi ve diş çürükleridir.
Şişmanlık, tüm dünyada değişik yaş gruplarında farklı nedenlerle ortaya çıkmakta ve farklı oranlarda görülmektedir. Şişmanlıkta adiposit ( yağ doku ) büyüklüğündeki değişim, adiposit sayısındaki değişimden fazladır. Şişman bireyler normal bireylerin depoladığı lipidin dört katından daha fazlasını depolar. Şişmanlık oranlarını gerek yerleşim yeri ve sosyo-ekonomik düzey, gerekse yaş ve cinsiyetler arasındaki farklılıklar göstermektedir.
Şişmanlığın gelişiminde doğum öncesi, okul öncesi yaş ve ergenlik kritik dönemlerdir. Ergenlik kalıcı yağlanmanın oluştuğu son kritik dönemdir. Ergenlikte aşırı yağ birikimi, özellikle kadınlarda yaşam boyu şişman olma riskini arttırmaktadır. Çocukluk ve ergenlik çağında bedende aşırı yağ birikimi yetişkinlikte başta gelen sağlık sorunlarından hipertansiyon, hiperlipidemi, insüline bağımlı olmayan diyabet ve kardiovasküler hastalıklarla yakından ilişkilidir.
Gelişmekte olanda daha sık görülmekle birlikte bütün ülkeleri ilgilendiren sorunlardan biri de anemilerdir. Anemilerin büyük çoğunluğu demir yetersizliği anemisidir. Diyetle yetersiz alım, diyette demir emilimi olumsuz yönde etkileyen etmenlerin varlığı, çevre sağlığı koşullarının yetersizliği, temizlik kurallarına yeterince uyulmamasıyla alınan parazitler, kan kaybına neden olan durumlardır. Özellikle çocuklarda başlıca beslenme sorunu olan demir yetersizliği anemisi durumunda, öğrenme ve okul başarısı olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir.
Bu nedenlerle özellikle gelişme dönemindeki çocukların beslenmesine çok önem verilmesi gerekmektedir.
Adölesanların Enerji ve Besin Öğesi Gereksinimleri
Adölesan dönem, hızlı anatomik, fizyolojik ve davranışsal değişikliklerle karakterize, metabolik hızda değişikliklerin uyarılmasının beklendiği dönemdir. Adölesanların enerji gereksinimi; yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı ve pubertal gelişme ile ilgili olduğu gibi fiziksel aktivitenin derecesine göre de bireyden bireye büyük değişiklik gösterebilir.
Adölesan dönemdeki hızlı büyüme, enerji ve besin öğelerine olan gereksinimin artmasına neden olmaktadır.
Enerji gereksinimi;
Adölesan beslenmesi, adölesan çağındaki büyümenin birinci basamağı kabul edilir. Bu çağda bazal metabolizmada önemli atış vardır. Buna bağlı olarak enerji gereksinimi de artar.
Büyüme sürecinde enerji harcamasını gerektirdiğinden; çocukların enerji gereksinimi yetişkinlerden fazladır. Erkeklerde kas dokusu daha fazla gelişirken yağ dokusu azalır, kızlarda her iki dokuda da artış gözlenir. Yirmi yaş civarında kızlar erkeklerden bir kat fazla yağ dokusu, fakat erkeklerin üçte ikisi kadar kas dokusuna sahip olurlar. Bu gözlemler adölesanda erkeklerin kızlardan daha fazla enerjiye gereksinim göstermelerini açıklar.