Adede Rİayet

BeyAz_İnci

Banned
Allah’ı anarken maksadın hasıl olması için adede riayet edilmesi, Ehlullah tarafından hep tavsiye edilmiş. Böylece zihinde mevcut olan bir takım düşüncelerin uzaklaştırılarak, kalp huzurunun temin edilmesi amaçlanmıştır. Gelibolulu Mustafa Ali Efendi de 16.yüzyılda yazdığı ‘Mevâidü’n-Nefâis fî Kavâidi’l-Mecâlis’ adlı eserinde, İsm-i Azam ve dua okurken riayet edilecek hususları herkesin anlayacağı şekilde bakın nasıl anlatmış:

“Virdi çok okumayı adet edinmiş olanlar, oturduğu gezdiği yerlerde ellerinde tesbih daneleri, döne döne cefa çekip, kedi gibi mırıltısı duyulanların çoğu onmazlar. Dilediklerini elde etmeye çalıştıkça beladan kurtulmazlar. Çünkü dilleri hızb ve duada, gönülleri Allah’tan başka yerde ve gözleri iştiha veren nesnelerdedir. Ya da virdlerini bir mürşid kimseden izin ve el alıp okumamaktadırlar. Ve okuduğu meşhur dualar aslında düzeltilmeyip, yanlış okunması ve belli sayıda olması gerek iken, tezce murada ereyim diye o hesaptan ziyade okunması ile eli boş kalıp bu yüzden sonuç almamaya yol açar.

Sözün kısası, Allah’ın İsm-i Azamı ile tam meşgul olmak, bahtının bağlı kapılarını açmaktadır. Yahut güçlü düşmanı ve azgın hasmı olan nefis devini yıkıp öldürmektir. İmdi, bir kilidin anahtarında dişler tam olmaz, ya eksik ya ziyade olursa, o anahtarla o düşüncenin kilidi asla açılmaz. Nitekim her İsm-i Azam, ümmetlerin ulularının belli ettiği tam sayısına göre okunduğu zaman etkili olur. Bahtın kilitli kapısının, bu sayıdan çok ya da eksik anahtarla açılmadığını araştırıp incelemekten geçilmemelidir. Kısacası şöyle ki, bu dediğimiz incelikler anlaşılıp kavranmazsa, hak bâtıldan seçilmez.”

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst