endLesS
Webmaster
Evliyânın büyüklerinden. İsmi
Abdülhamîd bin Hüseyin Şirvânî Dağıstânî'dir. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1882-3 (H.1300) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Kalabalık bir cemâatla cenâze namazı kılınıp Cennet-ül-Muallâ kabristanında Ümm-ül mü'minîn Hadîcet-ül Kübrâ'nın radıyallahü anhâ kabri yanına defnolundu.
İlim tahsiline küçük yaşta başlayan Abdülhamîd Şirvânî
bu maksatla
İstanbul ve Mısır gibi
zamânın ilim merkezi olan yerlere giderek büyük âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Budinli Şeyh Mustafa ile pekçok eserlerin yazarı Şeyh İbrâhim Bâcûrî
ilim öğrenip
kendilerinden istifâde ettiği büyük âlimlerdendir.
Abdülhamîd Şirvânî ilim öğrenmek husûsunda yüksek istidâd ve fevkalâde gayret sâhibi idi. İlimde pek yüksek derecelere çıkıp âlim oldu. Arabî
Fârisi ile Türkçeyi gâyet iyi bilirdi. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra
Mekke-i mükerremeye gitti talebe okutmaya başladı.
İlimle uğraşırken bir taraftan da tasavvuf yolunda ilerlemeye
ilâhî feyz ve mârifetlere kavuşup yükselmeye çalışan Abdülhamîd Şirvânî
bu hususta çok gayretli idi. Evliyâlık yolunda ilerlemek arzu ve isteği
onda çocukluğundan beri vardı. Bu sebeple
tasavvuf yolunda olduğu söylenen birçok kimseye gitti ise de
hiçbirinden arzu ettiğini elde edemedi ve aradığını bulamadı. Kalp susuzluğunu gideremedi.
Bu sırada Hindistan evliyâsından
Müceddidiyye yolunun büyüklerinden Muhammed Mazhar hazretleri
Muhammed Mazhar özür beyân edip
bu işe layık olmadığını bildirdi.
1856 (H.1278) senesinde Muhammed Mazhar'ın babası Ahmed Saîd-i Fârûkî hazretleri Hindistan'dan hicret ederek Mekke-i mükerremeye gelmişti. Bu da evliyâlık kemâlâtının
Müceddidiyye yolunun yüksek olgunluklarının sâhibi
çok üstün
bir velî idi. Abdülhamîd Şirvânî
kendisinin yetişmesi için talebelere ders okutmayı terkedip
Ahmed Saîd'in sohbetlerine koştu. İlimdeki derin bilgisine rağmen
gidip o büyük zâta talebe oldu. Hâlis bir niyetle bu yola girip
Ahmed Saîd'in sohbetlerini hiç bırakmadı. Onun pekçok iltifât ve teveccühlerine mazhar oldu. Ahmed Saîd-i Fârûkî
Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye giderken
Abdülhamîd Şirvânî'yi oğlu Muhammed Mazhar'a havâle etti. O da
emir babasından geldiği için kabûl edip
Abdülhamîd'in bu yolda ilerlemesi ile meşgûl oldu.
Ahmed Sa'îd-i Fârûkî gittikten sonra
Muhammed Mazhar'ın sohbetlerinden hiç ayrılmayan Abdülhamîd Şirvânî
bütün kalbi ile ona bağlandı. Ondan çok istifâde etti. Bir müddet sonra
Muhammed Mazhar da Medîne-i münevvereye giderken
Abdülhamîd Efendi de ondan ayrılmayıp onunla berâber gitti. Çünkü onu çok seviyor
muhabbet ve bağlılığı gün geçtikçe artıyordu. Medîne-i münevverede Peygamber efendimizin kabr-i şerîfini ziyâreti sırasında
Resûlullah efendimizin mânevî lütuf ve ihsânlarına kavuştu. Bu ziyaretten sonra MuhammedMazhar; "Elhamdülillah Resûlullah efendimiz Abdülhamîd Şirvânî'yi kabûl ettiler." buyurdu. Ona icâzet ve hilâfet verip
çok duâ etti. Sonra; "Mevlanâ Abdülhamîd'e icâzet verdim. Ona verilmesi lâzım gelen her şeyi verdim. İnşâallah semeresi görülecektir. Fakat daha zamânı vardır. Müceddidiyye yolu büyüklerine olan muhabbet ipi sağlam ve kuvvetli olunca
kavuşulması arzulanan şeyler bir müddet sonra da kavuşulsa bunun için gam yoktur. Çünkü o büyükler
kendilerine bağlananları yavaş yavaş çekerler. Bu sebeple yapılması lâzım gelen şey
bu büyükleri çok sevip yollarında bulunmak
devamlı O'nu anmak ve diğer vazîfelere devâm etmektir." buyurdular.
Abdülhamîd Şirvânî
hocası Muhammed Mazhar'ın bu sözlerini dikkatle dinliyordu. Ayrılacakları zaman hocasına; "Bizi duâ ve teveccühünüzden eksik etmeyiniz efendim." dedi. Bu sebeple
Muhammed Mazhar dâimâ
gıyâbında Abdülhamîd Efendiye duâ ve teveccühde bulunurdu. Bundan sonra da
çeşitli zamanlarda birçok defâ görüşüp sohbet ettiler. İrtibatları hiç kesilmedi. Çünkü devamlı mektuplaşır ve haberleşirlerdi.
Abdülhamîd Şirvânî
ömrünün sonuna kadar Mekke-i mükerremede ders verdi
tasavvuf yoluna girmiş talebeleri terbiye edip
mânevî olarak yetiştirmekle meşgûl oldu.
Abdülhamîd Şirvânî hazretleri
vakar ve heybet sâhibi
ağırbaşlı bir zât idi. Gâyet az konuşur
çoğu zaman sükût ederdi. Bu yolun büyüklerinin âdeti olduğu gibi
sabah akşam talebeleri ile birlikte hatim yapardı. Sabahleyin yapılan hatimden sonra
talebelerine İbn-i Hacer-i Heytemî hazretlerinin Tuhfe kitabından fıkıh dersi okuturdu.
Ders dışındaki zamanlarda
halveti ve uzleti
yalnızlığı ve insanlardan uzak durmayı bir de kendi hâlinde ibâdet ve tâatla meşgûl olmayı severdi. Öğleden sonra Süleymâniye Medresesindeki odasına gider
ikindi vaktine kadar Kur'ân-ı kerîm tilâveti
zikr ve murâkabe ile ve kitap okumakla meşgûl olurdu. Normal günlerde
husûsî odasına çocuklarından başka kimse giremediği hâlde
salı ve cumâ günleri kapı açık tutulur
suâli olanlar veya bir şey arzetmek isteyenler rahatlıkla içeri girebilirlerdi.
Namazlarını
vakit girdikten sonra
evvel vakitlerinde kılmaya husûsen dikkat ederdi. Talebelerini terbiye edip yetiştirirken
bu yolun büyüklerinin âdetleri üzere bir yol tâkib ederdi. Çok kitap okurdu. Bilhassa
Tuhfe kitabına yaptığı sekiz ciltlik hâşiyenin tashîhi ile meşgûl olurdu.
Tasavvufî makam ve hâlleri
gâyet açık ve anlaşılır bir şekilde anlatırdı. Sohbetlerinde
Allah adamlarının
onlara bağlanmanın ehemmiyetini îzâh eder
buna teşvik ederdi.
Muhammed Mazhar hazretleri
Abdülhamîd Şirvânî'yi kendisine halîfe tâyin etti. O da hocasının yerine geçip
çok hizmette bulundu. Kısa zaman sonra da vefât etti.
Hayrullah Efendi
Emîr Halîfe
Muhammed Sâlih Zevâvî
Abdülhannân Bercânî ve Abdülhâlık Efendi onun diploma
icâzet verip mezun ettiği halîfeleridir. hac için Mekke-i mükerremeye gelmişti. Abdülhamîd Şirvânî ona talebe olmak istedi ise de her an Allahü teâlâyı unutmayıp hakîkî evliyânın üstünlüklerini
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
İlim tahsiline küçük yaşta başlayan Abdülhamîd Şirvânî
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Abdülhamîd Şirvânî ilim öğrenmek husûsunda yüksek istidâd ve fevkalâde gayret sâhibi idi. İlimde pek yüksek derecelere çıkıp âlim oldu. Arabî
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
İlimle uğraşırken bir taraftan da tasavvuf yolunda ilerlemeye
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Bu sırada Hindistan evliyâsından
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
1856 (H.1278) senesinde Muhammed Mazhar'ın babası Ahmed Saîd-i Fârûkî hazretleri Hindistan'dan hicret ederek Mekke-i mükerremeye gelmişti. Bu da evliyâlık kemâlâtının
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Ahmed Sa'îd-i Fârûkî gittikten sonra
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Abdülhamîd Şirvânî
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Abdülhamîd Şirvânî
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Abdülhamîd Şirvânî hazretleri
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Ders dışındaki zamanlarda
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Namazlarını
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Tasavvufî makam ve hâlleri
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Muhammed Mazhar hazretleri
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
Hayrullah Efendi
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)
![smiliv.gif](http://www.uslanmam.com/images/smilies/smiliv.gif)