ABD-Pakistan hattında gerilim büyüyor

ABD ve Pakistan arasında uzun süredir devam eden gerilim giderek büyüyor. ABD Senatosu’nun İran ve Afganistan sınırında stratejik öneme sahip Belucistan’daki insan hakları durumunu tartışmak üzere oturum düzenlemesi, Pakistan’da büyük tepki yarattı.

Pakistan Senatosu üyeleri, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde Pakistan’daki durumun tartışılmasını ülkenin iç işlerine doğrudan müdahale olarak nitelendirerek kınadı. Pakistan’da iktidar ve muhalefet partilerinden üyelerin tepki gösterdiği ABD Senatosu’ndaki tartışmayı eleştiren Halk Partisi Senatörü Rıza Rabbani, ABD’li senatörlerin Pakistan’da yaşanan olaylarla ilgili yargıda bulunma hakkı olmadığını ifade etti.

Etnik ve mezhebe dayalı çatışmaların şiddetlendiği ve ayrılıkçı hareketin güç kazandığı Belucistan’daki durumun, Pakistan’a müdahale amacıyla kullanıldığını söyleyen Rabbani, bunun Pakistan’ın bağımsızlığına zarar verdiğini ve kabul edilemeyeceğini kaydetti.

ABD’nin gözü Belucistan’da
ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’nde Kongre üyesi Dana Rohrabacher başkanlığında geçen hafta bir araya gelen ABD’li senatörler, Belucistan’da insan hakları ihlallerin yaygın olduğunu bildirerek, bunun ABD’nin değerlerine aykırı olduğu yorumunda bulunmuştu. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Pakistan Direktörü Ali Hasan Dayan da, oturumda yaptığı konuşmada, Belucistan’daki insan hakları ihlallerinde Pakistan güvenlik güçleri ve istihbarat kurumlarının da rol aldığını belirtmişti. Oturumda konuşan bazı isimler de, Pakistan’ı terörü destekleyen bir ülke olmakla suçlamıştı.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, konuyla ilgili olarak ABD’nin Belucistan’ın bağımsızlığını savunup savunmadığı sorusuna, “Biz Belucistan’daki taraflar arasındaki farklılıkların barışçıl yollarla çözümünü ve geçerli bir siyasi süreci savunuyoruz” yanıtını verdi.

Pakistan’ın kurulduğu 1947’de Belucistan bir süre bağımsız bir devlet olarak yoluna devam etmiş, ancak bölgeyi yöneten aşiret liderlerinin kararıyla kısa bir süre içinde Pakistan’a katılmıştı. Buna karşın son yıllarda bölgede ayrılıkçı hareketlerin güç kazanması, iç karışıklıkların yoğun olduğu ülkede parçalanma endişelerini artırıyor.

ABD’de kahraman, Pakistan’da vatan haini
Pakistan son olarak da, eski El Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürüldüğü operasyonda Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı’na (CIA) yardım ettiği belirtilen Pakistanlı Doktor Şakil Afridi’yi ABD’ye teslim etmeyeceğini açıkladı. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Afridi’nin kendilerine teslim edilmesini talep etmişti. İslamabad, ABD Senatosu’nda kendisine Amerikan vatandaşlığı verilmesi önerilen Afridi’yi yabancı istihbarat kurumlarıyla işbirliği yaparak “vatana ihanet etmek” suçundan yargılamaya hazırlanıyor.

Bin Ladin’in öldürüldüğü operasyondan 20 gün sonra Peşaver’deki evinde gözaltına alınan Afridi, eski El Kaide liderinin öldürüldüğü bölgede DNA örneği toplamak amacıyla bir aşı kampanyası düzenleyerek CIA’yla işbirliği yaptığını itiraf etmişti.

“Terörle mücadele” alanında ABD’nin yakın müttefiki olan Pakistan’da son birkaç yılda özellikle Taliban’ın hedef alındığı ve çok sayıda sivilin öldüğü ABD saldırıları nedeniyle Vaşington’a tepki giderek büyüyor. Pakistan’ı terörle mücadelede kararlı adımlar atmamakla eleştiren ABD’nin Usame bin Ladin’i öldürmek üzere Pakistan’da düzenlediği operasyon da iki ülke arasında büyük gerilim yarattı.

Bazı ABD’li yetkililer, Pakistan’ı Bin Ladin’in saklanmasına destek olmakla suçlarken bu iddiaları reddeden Pakistan yönetimi, operasyonun ülkenin bağımsızlığına aykırı olduğunu belirtmiş ve ABD’yi sert dille eleştirmişti.