Salvo
Kayıtlı Üye
Abbasi Hareketinin Başlaması
İç çekişmeler geniş çapta, sosyal ayrımlara olduğu kadar, mezhep ayrılıklarına da dayanıyordu. Hz. Ali ile Muaviye arasındaki iç savaştan ve Hz. Ali'nin oğlu, Hz. Hüseyin'in şehadetinden beri, İslam dünyası iki karşı tırkaya -Şii ve Sünni- bölünmüştü. Bir de, artık köklü bir şekilde yerleştikleri Kuzey Afrika'daki misyonerlik çalışmalarında başarılı olan fanatik, yobaz Hariciler grubu vardı. İrak kökenli olan bu grup, fikirlerini Arabistan ve İran'ın çeşitli bölgelerine yaymıştı. Araplar ile çoğunluğu, Doğuda İranlılar, Batıda Berberilerden oluşan, Arap olmayan müslümanlar arasında sosyal ve buna bağlı olarak, iktisadi bir ayrım vardı. Ayrıca, Arapların kendileri de Güneyli Himyeriler ve Kuzeyli Mudariler diye bilinen kabilevi guruplara bölünmüşlerdi.
Bütün bunlara ek olarak, Emevilere karşı yeni bir gurup daha ortaya çıkıyordu. Hz. Ali'nin babası Ebu Talib'ten başka, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bir amcası daha vardı: Hz. Abbas. Bu nedenle Haşimi ailesinin iki kolunun Hz. Peygamber'e (s.a.v.) akrabalık dereceleri aynı idi. Fakat Hz, Ali'nin neslinin bir avantajı daha vardı: Hz. Ali Hz. Fatıma evliliği. Bu evlilikten dolayı Hz. Ali'nin torunları aynı zamanda, doğrudan Hz. Peygamber'in (s.a.v.) de torunlarıydı. Hz. Abbas'ın torunları o zamana kadar gelişen toplumsal olaylarda büyük bir rol oynamamışlardı, fakat artık başlarında, Hz. Abbas'ın torununun oğlu olan Muhammed bin Ali vardı ve bu, halifeliği ele geçirme planları yapıyordu. Maan (bugünkü Ürdün'de) yakınlarında bir belirsizlik içerisinde yaşayan bu adamın siyasi propaganda ve örgütlenme konusunda bir dehaya sahip olduğu görünüyordu. Muhammed, Şam'ı her zaman kıskanan ve kızgınlık dolu olan uzak vilayet Horasan'da bölgedeki Arap olmayan müslümanların kızgınlığından istifade ederek, yıkıcı bir yeraltı örgütü yaymayı başardı. Bu gizli kampanya, Şiilerin Hz. Ali'nin nesli için kullandığı muğlak bir kavram olan “aile” (Hz. Peygamber'in ailesi) adındaki ajanları vasıtasıyla yürütüldü. Böylelikle, iktidar kavgasında Şiileri yenmeyi başardı ve kısa zamanda çok sayıda taraftar topladı.
İç çekişmeler geniş çapta, sosyal ayrımlara olduğu kadar, mezhep ayrılıklarına da dayanıyordu. Hz. Ali ile Muaviye arasındaki iç savaştan ve Hz. Ali'nin oğlu, Hz. Hüseyin'in şehadetinden beri, İslam dünyası iki karşı tırkaya -Şii ve Sünni- bölünmüştü. Bir de, artık köklü bir şekilde yerleştikleri Kuzey Afrika'daki misyonerlik çalışmalarında başarılı olan fanatik, yobaz Hariciler grubu vardı. İrak kökenli olan bu grup, fikirlerini Arabistan ve İran'ın çeşitli bölgelerine yaymıştı. Araplar ile çoğunluğu, Doğuda İranlılar, Batıda Berberilerden oluşan, Arap olmayan müslümanlar arasında sosyal ve buna bağlı olarak, iktisadi bir ayrım vardı. Ayrıca, Arapların kendileri de Güneyli Himyeriler ve Kuzeyli Mudariler diye bilinen kabilevi guruplara bölünmüşlerdi.
Bütün bunlara ek olarak, Emevilere karşı yeni bir gurup daha ortaya çıkıyordu. Hz. Ali'nin babası Ebu Talib'ten başka, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bir amcası daha vardı: Hz. Abbas. Bu nedenle Haşimi ailesinin iki kolunun Hz. Peygamber'e (s.a.v.) akrabalık dereceleri aynı idi. Fakat Hz, Ali'nin neslinin bir avantajı daha vardı: Hz. Ali Hz. Fatıma evliliği. Bu evlilikten dolayı Hz. Ali'nin torunları aynı zamanda, doğrudan Hz. Peygamber'in (s.a.v.) de torunlarıydı. Hz. Abbas'ın torunları o zamana kadar gelişen toplumsal olaylarda büyük bir rol oynamamışlardı, fakat artık başlarında, Hz. Abbas'ın torununun oğlu olan Muhammed bin Ali vardı ve bu, halifeliği ele geçirme planları yapıyordu. Maan (bugünkü Ürdün'de) yakınlarında bir belirsizlik içerisinde yaşayan bu adamın siyasi propaganda ve örgütlenme konusunda bir dehaya sahip olduğu görünüyordu. Muhammed, Şam'ı her zaman kıskanan ve kızgınlık dolu olan uzak vilayet Horasan'da bölgedeki Arap olmayan müslümanların kızgınlığından istifade ederek, yıkıcı bir yeraltı örgütü yaymayı başardı. Bu gizli kampanya, Şiilerin Hz. Ali'nin nesli için kullandığı muğlak bir kavram olan “aile” (Hz. Peygamber'in ailesi) adındaki ajanları vasıtasıyla yürütüldü. Böylelikle, iktidar kavgasında Şiileri yenmeyi başardı ve kısa zamanda çok sayıda taraftar topladı.