Eclipse
Kayıtlı Üye
yıl 1915.
Çanakkalede kan gövdeyi götürüyor.
"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı 200 bini aşmış...
"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise 250 binin üstünde...
Mermiler havada çarpışıyor.
Cesetler toplanamayacak kadar çok...
Bu inanılmaz kıyıma rağmen İngiliz Hükümeti durumdan memnun.
Çünkü gerçeği bilmiyor.
Çanakkaledeki İngiliz cephe komutanı"Vaziyet gayet iyi... Bugün yarın geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
O sırada genç bir gazeteci var orada.
Avustralyalı.
Melbourne Age Gazetesinin muhabiri.
Görüyor ki durum kel...
Hadise hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
Türkler kafaya koymuş...
Kuru ekmek yiyor bulursa üzüm hoşafı içiyor şakır şakır ölüyor... Ama geçirmiyor.
Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
İngiliz komutanlar karargâhta klasik müzik eşliğinde viski yudumlarken Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir bölgeye... Türklerin iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
Üstelik müthiş bir sansür var.
Yazdığı haberler İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
Bakıyor ki olacak gibi değil...
Sarılıyor kaleme tüm gerçekleri tek tek anlattığı 8 bin kelimeden oluşan "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
Özeti şu:
"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
Ve bu mektubu sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanına "elden" ulaştırıyor.
Avustralya Başbakanı mektubu okuyor gözlerine inanamıyor ve acilen yine "elden" İngiltere Başbakanına ulaştırıyor.
İngiltere Başbakanı mektubu okuyor Savaş Kabinesini topluyor orada bir daha yüksek sesle okuyor...
Gizlice araştırılıyor.
Mektup doğru.
Hatta az bile yazılmış.
Cephedeki İngiliz komutanın kendi poposunu kurtarmak için palavra attığı anlaşılıyor.
Ve karar veriliyor.
Komutan görevden alınıyor.
Emperyalistler Çanakkaleden çekiliyor.
Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci Avustralyada "kahraman" gibi karşılanıyor.
"Sir" ünvanı veriliyor.
E tabii kapılar açılıyor...
Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci savaştan sonra "gazete sahibi" oluyor.
Yıl 1952.
Çanakkalede savaşın kaderini değiştiren "sir gazeteci" vefat ediyor.
Bir tane oğlu var...
O zamanlar 21 yaşında.
Babasının gazetesinin başına geçiyor.
Çalışıyor çalışıyor çalışıyor.
Avustralyaya sığmıyor...
ABDye Avrupaya el atıyor.
Bugün 75 yaşında.
Dünya medya imparatoru.
75 televizyon kanalı...
175 gazetesi var.
TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye gazeteleriyle 11 milyon okuyucuya hitap ediyor.
Yıl 2006...
Çanakkalenin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk anlayan "sir gazeteci" nin oğlu Çanakkalenin nasıl geçileceğini gösterdi...
EFT yle.
Bastı parayı TGRT yi aldı.
İsmi Rupert Murdoch.
Çanakkalede kan gövdeyi götürüyor.
"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı 200 bini aşmış...
"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise 250 binin üstünde...
Mermiler havada çarpışıyor.
Cesetler toplanamayacak kadar çok...
Bu inanılmaz kıyıma rağmen İngiliz Hükümeti durumdan memnun.
Çünkü gerçeği bilmiyor.
Çanakkaledeki İngiliz cephe komutanı"Vaziyet gayet iyi... Bugün yarın geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
O sırada genç bir gazeteci var orada.
Avustralyalı.
Melbourne Age Gazetesinin muhabiri.
Görüyor ki durum kel...
Hadise hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
Türkler kafaya koymuş...
Kuru ekmek yiyor bulursa üzüm hoşafı içiyor şakır şakır ölüyor... Ama geçirmiyor.
Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
İngiliz komutanlar karargâhta klasik müzik eşliğinde viski yudumlarken Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir bölgeye... Türklerin iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
Üstelik müthiş bir sansür var.
Yazdığı haberler İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
Bakıyor ki olacak gibi değil...
Sarılıyor kaleme tüm gerçekleri tek tek anlattığı 8 bin kelimeden oluşan "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
Özeti şu:
"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
Ve bu mektubu sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanına "elden" ulaştırıyor.
Avustralya Başbakanı mektubu okuyor gözlerine inanamıyor ve acilen yine "elden" İngiltere Başbakanına ulaştırıyor.
İngiltere Başbakanı mektubu okuyor Savaş Kabinesini topluyor orada bir daha yüksek sesle okuyor...
Gizlice araştırılıyor.
Mektup doğru.
Hatta az bile yazılmış.
Cephedeki İngiliz komutanın kendi poposunu kurtarmak için palavra attığı anlaşılıyor.
Ve karar veriliyor.
Komutan görevden alınıyor.
Emperyalistler Çanakkaleden çekiliyor.
Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci Avustralyada "kahraman" gibi karşılanıyor.
"Sir" ünvanı veriliyor.
E tabii kapılar açılıyor...
Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci savaştan sonra "gazete sahibi" oluyor.
Yıl 1952.
Çanakkalede savaşın kaderini değiştiren "sir gazeteci" vefat ediyor.
Bir tane oğlu var...
O zamanlar 21 yaşında.
Babasının gazetesinin başına geçiyor.
Çalışıyor çalışıyor çalışıyor.
Avustralyaya sığmıyor...
ABDye Avrupaya el atıyor.
Bugün 75 yaşında.
Dünya medya imparatoru.
75 televizyon kanalı...
175 gazetesi var.
TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye gazeteleriyle 11 milyon okuyucuya hitap ediyor.
Yıl 2006...
Çanakkalenin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk anlayan "sir gazeteci" nin oğlu Çanakkalenin nasıl geçileceğini gösterdi...
EFT yle.
Bastı parayı TGRT yi aldı.
İsmi Rupert Murdoch.