Salvo
Kayıtlı Üye
80 lere gelindiğinde sovyetler birliğinin dağılmasıyla,komünizm popülerliğini yitirmeye başlamış,amerikan felsefesi daha çok benimsenir olmuştu.Dolayısıyla bu yeni bir yaşam tarzının da habercisiydi.
Diğer taraftan 80 lerin gelişi hippielerden belliydi belki de..."savaşma seviş" gibi savaşa karşıt ve toplumcu mesajlar verseler de..bireyciydiler aslında...ancak önemli bir farkla...70 lerde barış ve huzura önem veren hippiler yerini başarı ve parayı önemseyen "yuppie"lere bırakıyordu artık..Gelişen teknolojiyle birlikte, insanların istekleri ve değerleri hızla değişime uğruyordu.
Peki bu modayı nasıl etkiledi?
İnsanlar artık daha fazlasını istiyordu..Daha çok güç,daha çok para,daha çok başarı,daha çok itibar...vs...dolayısıyla bu modada da "daha" anlamına geliyordu..daha geniş omuzlar,daha kabarık saçlar..daha çok aksesuar...ve tabii ki ,daha iyi görünmek!...Kadın ve erkek arasındaki fark azalıyor ve kadınlar da takım elbise giymeye başlıyordu.Güçlü görünmek başarı için önemliydi.
(yuppies)
1975 te John Molloy "Women Dress For Success" (Başarı için kadın giyimi)adlı kitabında iş dünyası için güçlü görünümün, önemli olduğu fikrini savunuyordu.;bu fikir Amerika'da büyük ilgi uyandırdı ve sırasıyla İngiltere ye ordanda avrupaya yayıldı.
Bunun en sıkı savunucuları,"yuppie"ler oldu.Kelime ,aslında reklam endüstrisi tarafından hırslı,çok çalışkan,sert oynayan,kariyer sahibi,belirli bir insan tipinin özünü yakalamak için icat edilmişti.('Young Upwardly Mobile Professional Person')
Hareketli yaşam tarzları;uzun saatler mesaiden sonra kendilerine kalan kısıtlı boş zamanda,pahalı parfümlerden kaliteli şampanyalara kadar gereksiz harcanan para demekti ki bilinçli israf da bu tavrın bir parçasıydı.Genelde geniş omuzlu ceketler,ve daha avantajlı bir yaşam tarzı imajı vermek için abartılı gece kıyafetlerini tercih ediyor,fazla sayıda aksesuarı birarada kullanıyorlardı.
Kadınlar,artık modada ağırbaşlı görünümü tercih ediyordu.Ağırbaşlı görünüm;ciddiye alınmak ve bu da "güç" demekti aslında.Güçlü bir görüntü için, geniş omuzlar gerekiyordu.
80 lerin başında tasarımcılar,omuzları daha da geniş göstermek için,American futbolcularının görünümünden faydalandılar, ancak bu başlıngıçta kadınlar için oldukça gülünç bir durumdu.Zamanla bu keskin çizgiler,ve dikdörtgen hatlar biraz daha yumuşatıldığında geniş omuzlar daha çok benimsenmeye başlandı. Amaç ilk olarak elbiselere sadece bir stil vermek iken,kadınlar bunu o kadar çok sevdiler ki ceketten takım elbiseye,trikodan bluza kadar herşeyde vatka kullanılıyordu artık.Her ne kadar zaman içinde tasarımcılar artık vatka yı kaldırmak isteseler de kadınlar nasıl görünmek istedikleri hususunda kararını vermişti.Onlara göre vatka,bedenin duruşundan kaynaklanan bir takım kusurları da gizlemekteydi.
Geniş omuzlar kol kesimlerinin de genişlemesine yol açtı ancak artık görünüm fazla erkeksiydi ve bunu yumuşatmak gerekiyordu.Bunu halletmek için kolların yukarı doğru katlanmasıyla birlikte açığa çıkan ceket astarları da renklenerek bir nevi aksesuar öğesi halini aldı.
Aksesuar ve gösteriş çok önemliydi ve her şey daha büyüktü.Büyük altın,inci ya da yaldızlı küpeler,en az onlar kadar büyük yaldızlı düğmeler vs...elmas mücevherler ve inciler gün içinde bile rahatça kullanılabiliyordu.Renk renk el çantaları,ayakkabılarla kombin oluşturularak kullanıyordu ve çantalarda aksesuar olarak altın renkli zincirler bulunabiliyordu.
ve tabiiki külotlu çoraplar..benekli,puantiyeli,çizgili,çiçekli baskıları olan ya da bilek kısmında işlemeler bulunan rengarenk vazgeçilmezler..80 lerin sonlarına doğru biraz daha opaklaşıp,kalınlaşarak tayt halini aldılar ve ayakkabılarla kombine edilmiş bir biçimde,üstüne bol ve uzun kazaklar ile giyilmeye başlandı.
Renk kombinasyonu 80 ler boyunca modada her durumda önemliydi ki bunu en iyi başaran isimlerden biri Lady Diana idi.Her ne kadar çoğumuz onu vatkalı ceketleri,takım elbiseleri ve kabarık saçlarıyla hatırlasak da,80 lerin başlarında giyim hususunda daha farklı bi tavrı vardı.Yüksek boyunlu,fırfırlı ve büzgülü bluzlar,alçak topuklu hafif ayakkabılar,vs...ki tüm bunlar tam anlamıyla "yeni romantik"lerin giyim tarzıyla örtüşüyordu aslında.
Yeni romantikler ("New Romantics")
1980 lerin başında yeni romatizm Londra gece kuluplerinde punk akımından sonra yenilik arayışlarıyla ortaya çıkmış ve bir bakıma üretilmiş bir yaşam biçimiydi.Müzik gruplarının önde gelenleri,kendilerine daha çok dikkat çekmek için yeni fikirler aramaya başlamış,bu süreç içinde sahnede tiyatral ve abartılı şovlar ön plana çıkmıştı.Dolayısıyla kostüm de önemliydi.
Punk hayata karşı sayıp söverken,yeni romantikler hayattan zevk almayı savunuyor,gösterişli kıyafetler giyiyordu.Kendilerine görünüm için,,Holliwood'un 50 lerdeki şahşaasını örnek alıyor,gösterişli fırfırlar ve zevki okşayan cafcaflı kumaşları,tarihi çağlarla birleştiriyorlardı.Punk ın akisine,giyimde eskitmeler,daha çekici ve lüks bir görünüme hizmet ediyordu.
Özellikle David Bowie bu akımı etkileyen önemli isimlerden biriydi.1980 de çıkan singelı neredeyse,yeni romantiklerin marşı halini almıştı.Duran duran,Adam and the Ants gibi gruplar bu dönemim unutulmazları arasındaydı.
Aslında Adam and the Ants de 70 lerde punk akımına dahil olan ve 80 lerde yeni arayışlar içine giren gruplardandı.Daha çok yayılmak ve isim duyurmak adına 70 lerde sex pistols un menejeri olan Mclauren la anlaşmalarıyla birlikte,artık grup için tasarım yapan isimde,Mclauren ın partneri ve 70 lerde punk modasına yön vermiş olan Vivienne Westwood olmuştu.Artık sadece sokak kültürü ve genç modasıyla ilgilenmyordu.O da yeni arayışlar içine giren tasarımcılardandı.
Mart 1981 de "pirate" (korsan) adlı koleksiyonu Londra da tanıtıldı.Koleksiyon,altın ve hazine-macera ve keşif konuları üzerine kuruluydu.Fırfırlara sahip kıyafetler,lüks kumaşlardan yapılmışı,kadife yada ipek tiyatral brokarlar ve hafif askeri ceketler örmelerle tamamlanmıştı.koleksiyon 17. ve 18. yy la ait kıyafet kalıplarının orjinal kesimlerini benimseyip modernize ederken,korsanlığın altın yıllarını çağrıştırıyordu.Punk ta da olduğu gibi,tasarımlar,unisex idi.
alıntı....************>
Diğer taraftan 80 lerin gelişi hippielerden belliydi belki de..."savaşma seviş" gibi savaşa karşıt ve toplumcu mesajlar verseler de..bireyciydiler aslında...ancak önemli bir farkla...70 lerde barış ve huzura önem veren hippiler yerini başarı ve parayı önemseyen "yuppie"lere bırakıyordu artık..Gelişen teknolojiyle birlikte, insanların istekleri ve değerleri hızla değişime uğruyordu.
Peki bu modayı nasıl etkiledi?
İnsanlar artık daha fazlasını istiyordu..Daha çok güç,daha çok para,daha çok başarı,daha çok itibar...vs...dolayısıyla bu modada da "daha" anlamına geliyordu..daha geniş omuzlar,daha kabarık saçlar..daha çok aksesuar...ve tabii ki ,daha iyi görünmek!...Kadın ve erkek arasındaki fark azalıyor ve kadınlar da takım elbise giymeye başlıyordu.Güçlü görünmek başarı için önemliydi.
(yuppies)
1975 te John Molloy "Women Dress For Success" (Başarı için kadın giyimi)adlı kitabında iş dünyası için güçlü görünümün, önemli olduğu fikrini savunuyordu.;bu fikir Amerika'da büyük ilgi uyandırdı ve sırasıyla İngiltere ye ordanda avrupaya yayıldı.
Bunun en sıkı savunucuları,"yuppie"ler oldu.Kelime ,aslında reklam endüstrisi tarafından hırslı,çok çalışkan,sert oynayan,kariyer sahibi,belirli bir insan tipinin özünü yakalamak için icat edilmişti.('Young Upwardly Mobile Professional Person')
Hareketli yaşam tarzları;uzun saatler mesaiden sonra kendilerine kalan kısıtlı boş zamanda,pahalı parfümlerden kaliteli şampanyalara kadar gereksiz harcanan para demekti ki bilinçli israf da bu tavrın bir parçasıydı.Genelde geniş omuzlu ceketler,ve daha avantajlı bir yaşam tarzı imajı vermek için abartılı gece kıyafetlerini tercih ediyor,fazla sayıda aksesuarı birarada kullanıyorlardı.
Kadınlar,artık modada ağırbaşlı görünümü tercih ediyordu.Ağırbaşlı görünüm;ciddiye alınmak ve bu da "güç" demekti aslında.Güçlü bir görüntü için, geniş omuzlar gerekiyordu.
80 lerin başında tasarımcılar,omuzları daha da geniş göstermek için,American futbolcularının görünümünden faydalandılar, ancak bu başlıngıçta kadınlar için oldukça gülünç bir durumdu.Zamanla bu keskin çizgiler,ve dikdörtgen hatlar biraz daha yumuşatıldığında geniş omuzlar daha çok benimsenmeye başlandı. Amaç ilk olarak elbiselere sadece bir stil vermek iken,kadınlar bunu o kadar çok sevdiler ki ceketten takım elbiseye,trikodan bluza kadar herşeyde vatka kullanılıyordu artık.Her ne kadar zaman içinde tasarımcılar artık vatka yı kaldırmak isteseler de kadınlar nasıl görünmek istedikleri hususunda kararını vermişti.Onlara göre vatka,bedenin duruşundan kaynaklanan bir takım kusurları da gizlemekteydi.
Geniş omuzlar kol kesimlerinin de genişlemesine yol açtı ancak artık görünüm fazla erkeksiydi ve bunu yumuşatmak gerekiyordu.Bunu halletmek için kolların yukarı doğru katlanmasıyla birlikte açığa çıkan ceket astarları da renklenerek bir nevi aksesuar öğesi halini aldı.
Aksesuar ve gösteriş çok önemliydi ve her şey daha büyüktü.Büyük altın,inci ya da yaldızlı küpeler,en az onlar kadar büyük yaldızlı düğmeler vs...elmas mücevherler ve inciler gün içinde bile rahatça kullanılabiliyordu.Renk renk el çantaları,ayakkabılarla kombin oluşturularak kullanıyordu ve çantalarda aksesuar olarak altın renkli zincirler bulunabiliyordu.
ve tabiiki külotlu çoraplar..benekli,puantiyeli,çizgili,çiçekli baskıları olan ya da bilek kısmında işlemeler bulunan rengarenk vazgeçilmezler..80 lerin sonlarına doğru biraz daha opaklaşıp,kalınlaşarak tayt halini aldılar ve ayakkabılarla kombine edilmiş bir biçimde,üstüne bol ve uzun kazaklar ile giyilmeye başlandı.
Renk kombinasyonu 80 ler boyunca modada her durumda önemliydi ki bunu en iyi başaran isimlerden biri Lady Diana idi.Her ne kadar çoğumuz onu vatkalı ceketleri,takım elbiseleri ve kabarık saçlarıyla hatırlasak da,80 lerin başlarında giyim hususunda daha farklı bi tavrı vardı.Yüksek boyunlu,fırfırlı ve büzgülü bluzlar,alçak topuklu hafif ayakkabılar,vs...ki tüm bunlar tam anlamıyla "yeni romantik"lerin giyim tarzıyla örtüşüyordu aslında.
Yeni romantikler ("New Romantics")
1980 lerin başında yeni romatizm Londra gece kuluplerinde punk akımından sonra yenilik arayışlarıyla ortaya çıkmış ve bir bakıma üretilmiş bir yaşam biçimiydi.Müzik gruplarının önde gelenleri,kendilerine daha çok dikkat çekmek için yeni fikirler aramaya başlamış,bu süreç içinde sahnede tiyatral ve abartılı şovlar ön plana çıkmıştı.Dolayısıyla kostüm de önemliydi.
Punk hayata karşı sayıp söverken,yeni romantikler hayattan zevk almayı savunuyor,gösterişli kıyafetler giyiyordu.Kendilerine görünüm için,,Holliwood'un 50 lerdeki şahşaasını örnek alıyor,gösterişli fırfırlar ve zevki okşayan cafcaflı kumaşları,tarihi çağlarla birleştiriyorlardı.Punk ın akisine,giyimde eskitmeler,daha çekici ve lüks bir görünüme hizmet ediyordu.
Özellikle David Bowie bu akımı etkileyen önemli isimlerden biriydi.1980 de çıkan singelı neredeyse,yeni romantiklerin marşı halini almıştı.Duran duran,Adam and the Ants gibi gruplar bu dönemim unutulmazları arasındaydı.
Aslında Adam and the Ants de 70 lerde punk akımına dahil olan ve 80 lerde yeni arayışlar içine giren gruplardandı.Daha çok yayılmak ve isim duyurmak adına 70 lerde sex pistols un menejeri olan Mclauren la anlaşmalarıyla birlikte,artık grup için tasarım yapan isimde,Mclauren ın partneri ve 70 lerde punk modasına yön vermiş olan Vivienne Westwood olmuştu.Artık sadece sokak kültürü ve genç modasıyla ilgilenmyordu.O da yeni arayışlar içine giren tasarımcılardandı.
Mart 1981 de "pirate" (korsan) adlı koleksiyonu Londra da tanıtıldı.Koleksiyon,altın ve hazine-macera ve keşif konuları üzerine kuruluydu.Fırfırlara sahip kıyafetler,lüks kumaşlardan yapılmışı,kadife yada ipek tiyatral brokarlar ve hafif askeri ceketler örmelerle tamamlanmıştı.koleksiyon 17. ve 18. yy la ait kıyafet kalıplarının orjinal kesimlerini benimseyip modernize ederken,korsanlığın altın yıllarını çağrıştırıyordu.Punk ta da olduğu gibi,tasarımlar,unisex idi.
alıntı....************>