“80’lerden gelen televizyonun laneti” ana fikirli yazılarımızda şimdiye kadar o fena zamanlardan akılda kalan nadir güzel dizilerden bahsettik. Oh evet dergilerin filan gazına gelmeyin lütfen 80’ler fena zamanlardı ve o zamanlardan hep eğlenceli şeyler sayıldığına bakıp yanlış fikirlere kapılmayın bahsedilmekten bile çekinilen gerçekten kötü o kadar çok şey var ki! Neyse ki bu yazıda bahsedeceğimiz çizgi filmler onlardan değil.
Alvin and the Chipmunks (1983): Çizgi filmlerini hatırlayacak kadar yaşınızı aldıysanız daha sonra “Achy Breaky Heart” ile country söylemeye başladıklarını da hatırlıyorsunuzdur. Hatırlamadığınız şey ise ki o kadar yaşınızı almış olmanıza da imkan vermiyoruz zaten Alvin and the Chipmunks’ın 1950’lerde sadece sesleriyle yaratıldıkları. Ross Bagdasarian’ın yarattığı sincapların şarkıları o kadar tutmuş ki bir de çizgi filmleri yapılmış. Çizgi dizi ve sinema filmi derken şarkı söyledikleri unutulup arada mırıldanan çizgi kahramanlar olarak akılda kalmışlar. İsimlerini de bağlı oldukları plak firmasının sahibinden yöneticisinden ve baş ses mühendisinden almışlar; Alvin Simon ve Theodore.
Şeker Kız Candy (1976 - 1979): “Vataşiva Kendi” veya “Şeker Kız Kendi Antoni’yle evlendi”. Evet ta kendisi tüm zamanların en güzel en masum en sevilesi en sarılarak nefessiz bırakılası çizgi kahramanı Candy. Şaşırtıcı tarafı önce Anthony sonra Terry gibi tüm küçük kızların ayıla bayıla izledikleri yakışıklılar olmasına rağmen Candy’yi beğenen erkek sayısı azdır. Fazla mızmız olduğundan mı acaba? Hiç umrumuzda değil en çaresiz en sevimli en kocaman gözlü en en en… Defalarca yayınlanmasına rağmen son bölümlerinin hâlâ Türkiye’de gösterilmediğini biliyor muydunuz? Buradan da bir mesaj vermiş olalım.
Teenage Mutant Ninja Turtles (1987 - 1996): Aslında çizgi kaplumbağalar kariyerlerine “Teenage Mutant Hero Turtles” olarak başlamışlardı. 1984’te çıkan siyah beyaz çizgi romanları daha ciddi daha yetişkin işiydi. Çizgi filmi ise epey bir çocuk işi olunca isim haklarını satın alamadılar ve kaplumbağalar “ninja” yerine “hero” oldular. Tabii çılgınca başarılı olmaları haliyle orijinal isimlerini geri almaları fazla gecikmedi. Hepsinin April’e aşık olduğu gözümüzden kaçmıyordu. Cowabunga adamım!
Thunderbirds (1965): Evet çok eskiler ama bahsetmeden olmaz. “Team America”yı izlediniz mi işte o film teknik olarak “Thunderbirds”den esinlenmişti. Tamamen aynı teknikle hazırlanan kuklalar maketler efektler vardı. Tam başlarken davudi sesli bir adam “5 4 3 2 1 Tandırbördler gidiyooor” diye bağırır beş kardeşten oluşan ekip ultra modern adalarının altındaki ultra modern tünellerden geçip ultra modern araçlarına binerdi üçü uçar biri deniz altına iner biri de uzaya çıkardı. Çok sevimlilerdi ve bu listenin en “tekrar olsa da izlesek” dizisi budur.
Thundercats (1985 - 1987): Thunder thunder thunder cats! Prens Lynove ekibi Willy Kit Cheetara Panthro vesaire fazlaca gelişmiş kedilerdi. Gezegenlerinden uzaklaşmak zorunda kalmış bu kediler insan gibi zeki kedi gibi vahşiydiler. Bir de Mumra isimli mumyadan mamul bir düşmanları vardı bu mırnavların. Tanklarıyla cipleriyle canına okurlardı bu mumyanın ama bir seferinde hepsini yakalamıştı Mumra. Bir de Lyno’nun süper bir kılıcı vardı çağırınca giderdi başları sıkışınca yardıma koşar başlarının sıkışacağını haber verir kötü adamları kendi kendine savuştururdu. Tabii macerayı kılıca yükleyip sütlü çay içmeye gittiklerini hiç hatırlamıyoruz.
Duck Tales (1987 - 1990): Donald Duck da mevcut olmasına rağmen onun değil Varyemez Amca’nın ve yeğenleri Cin Can ve Cem’in dizisiydi. Bir Disney çizgi filmi olmasına rağmen yetişkinler için bol materyale sahipti bugünkü yetişkinlerin de izleyebileceği animasyon geleneğinin belki de ilk örneklerindendir. Hikâyeleri Bir Shakespeare oyunundan mitolojiden ya da yakın tarihteki önemli olaylardan esinlenebiliyordu. Varyemez Amca’nın orijinal ismi Scrooge McDuck yeğenlerinki ise Huey Dewey ve Louie idi. İçinde altın paraların olduğu ve paraların içinde yüzdüğü dev kasa kulesi gibi absürt bir şaheser mevcuttu. Tek sorun çarşamba günleri yayınlanması ve TRT’nin iki haftada bir filan o güne maç yayını koymasıydı. Bir nesli futboldan nefret ettirmemiş olması enteresan.
Harlem Globetrotters (1970 - 1973): Bizde kısaca “Harlem” olarak bilinen ekip basketbol dışında aklınıza gelebilecek her türlü şebekliği yaparak basket atan inanılmaz tiplerden oluşan bir takımdı. Smaçlar öteki potanın altından atılan basketler gırlaydı. Eskiden TRT her pazar gerçek takımın maçlarını verirdi 80’lerde çizgi filmlerini de izledik. Curly vardı Geese vardı Gip vardı. Sonra Türkiye’ye geldiler de gördük ki her attıkları girmiyormuş meğer.
Nils Holgersson ve Uçan Kaz (1962): Bir büyücü tarafından parmak çocuk haline getirilmiş Nils ve kazı Morton’un (Mortttooonn diye okunur!) maceralarını anlatan çizgi ***** dönemin çocuklarını “sevenler ve nefret edenler” olarak ikiye bölmüştü. Bazıları çok heyecanlı bulurken bazıları ise çok soğuk olduğunu düşünüyordu. “Uçan kaz” diye özellikle belirtilmesinin sebebi de evcil kazların uçamamasıydı. Hiçbir işe yaramadıysa bile böyle bir bilgi aklımızda kalmış yani. Selma Lagerlöf’ün 1906’da çıkan Nobel ödüllü iki kitabından uyarlanmış olmasıyla da ayrıca önemliydi.
ALINTI
Alvin and the Chipmunks (1983): Çizgi filmlerini hatırlayacak kadar yaşınızı aldıysanız daha sonra “Achy Breaky Heart” ile country söylemeye başladıklarını da hatırlıyorsunuzdur. Hatırlamadığınız şey ise ki o kadar yaşınızı almış olmanıza da imkan vermiyoruz zaten Alvin and the Chipmunks’ın 1950’lerde sadece sesleriyle yaratıldıkları. Ross Bagdasarian’ın yarattığı sincapların şarkıları o kadar tutmuş ki bir de çizgi filmleri yapılmış. Çizgi dizi ve sinema filmi derken şarkı söyledikleri unutulup arada mırıldanan çizgi kahramanlar olarak akılda kalmışlar. İsimlerini de bağlı oldukları plak firmasının sahibinden yöneticisinden ve baş ses mühendisinden almışlar; Alvin Simon ve Theodore.
Şeker Kız Candy (1976 - 1979): “Vataşiva Kendi” veya “Şeker Kız Kendi Antoni’yle evlendi”. Evet ta kendisi tüm zamanların en güzel en masum en sevilesi en sarılarak nefessiz bırakılası çizgi kahramanı Candy. Şaşırtıcı tarafı önce Anthony sonra Terry gibi tüm küçük kızların ayıla bayıla izledikleri yakışıklılar olmasına rağmen Candy’yi beğenen erkek sayısı azdır. Fazla mızmız olduğundan mı acaba? Hiç umrumuzda değil en çaresiz en sevimli en kocaman gözlü en en en… Defalarca yayınlanmasına rağmen son bölümlerinin hâlâ Türkiye’de gösterilmediğini biliyor muydunuz? Buradan da bir mesaj vermiş olalım.
Teenage Mutant Ninja Turtles (1987 - 1996): Aslında çizgi kaplumbağalar kariyerlerine “Teenage Mutant Hero Turtles” olarak başlamışlardı. 1984’te çıkan siyah beyaz çizgi romanları daha ciddi daha yetişkin işiydi. Çizgi filmi ise epey bir çocuk işi olunca isim haklarını satın alamadılar ve kaplumbağalar “ninja” yerine “hero” oldular. Tabii çılgınca başarılı olmaları haliyle orijinal isimlerini geri almaları fazla gecikmedi. Hepsinin April’e aşık olduğu gözümüzden kaçmıyordu. Cowabunga adamım!
Thunderbirds (1965): Evet çok eskiler ama bahsetmeden olmaz. “Team America”yı izlediniz mi işte o film teknik olarak “Thunderbirds”den esinlenmişti. Tamamen aynı teknikle hazırlanan kuklalar maketler efektler vardı. Tam başlarken davudi sesli bir adam “5 4 3 2 1 Tandırbördler gidiyooor” diye bağırır beş kardeşten oluşan ekip ultra modern adalarının altındaki ultra modern tünellerden geçip ultra modern araçlarına binerdi üçü uçar biri deniz altına iner biri de uzaya çıkardı. Çok sevimlilerdi ve bu listenin en “tekrar olsa da izlesek” dizisi budur.
Thundercats (1985 - 1987): Thunder thunder thunder cats! Prens Lynove ekibi Willy Kit Cheetara Panthro vesaire fazlaca gelişmiş kedilerdi. Gezegenlerinden uzaklaşmak zorunda kalmış bu kediler insan gibi zeki kedi gibi vahşiydiler. Bir de Mumra isimli mumyadan mamul bir düşmanları vardı bu mırnavların. Tanklarıyla cipleriyle canına okurlardı bu mumyanın ama bir seferinde hepsini yakalamıştı Mumra. Bir de Lyno’nun süper bir kılıcı vardı çağırınca giderdi başları sıkışınca yardıma koşar başlarının sıkışacağını haber verir kötü adamları kendi kendine savuştururdu. Tabii macerayı kılıca yükleyip sütlü çay içmeye gittiklerini hiç hatırlamıyoruz.
Duck Tales (1987 - 1990): Donald Duck da mevcut olmasına rağmen onun değil Varyemez Amca’nın ve yeğenleri Cin Can ve Cem’in dizisiydi. Bir Disney çizgi filmi olmasına rağmen yetişkinler için bol materyale sahipti bugünkü yetişkinlerin de izleyebileceği animasyon geleneğinin belki de ilk örneklerindendir. Hikâyeleri Bir Shakespeare oyunundan mitolojiden ya da yakın tarihteki önemli olaylardan esinlenebiliyordu. Varyemez Amca’nın orijinal ismi Scrooge McDuck yeğenlerinki ise Huey Dewey ve Louie idi. İçinde altın paraların olduğu ve paraların içinde yüzdüğü dev kasa kulesi gibi absürt bir şaheser mevcuttu. Tek sorun çarşamba günleri yayınlanması ve TRT’nin iki haftada bir filan o güne maç yayını koymasıydı. Bir nesli futboldan nefret ettirmemiş olması enteresan.
Harlem Globetrotters (1970 - 1973): Bizde kısaca “Harlem” olarak bilinen ekip basketbol dışında aklınıza gelebilecek her türlü şebekliği yaparak basket atan inanılmaz tiplerden oluşan bir takımdı. Smaçlar öteki potanın altından atılan basketler gırlaydı. Eskiden TRT her pazar gerçek takımın maçlarını verirdi 80’lerde çizgi filmlerini de izledik. Curly vardı Geese vardı Gip vardı. Sonra Türkiye’ye geldiler de gördük ki her attıkları girmiyormuş meğer.
Nils Holgersson ve Uçan Kaz (1962): Bir büyücü tarafından parmak çocuk haline getirilmiş Nils ve kazı Morton’un (Mortttooonn diye okunur!) maceralarını anlatan çizgi ***** dönemin çocuklarını “sevenler ve nefret edenler” olarak ikiye bölmüştü. Bazıları çok heyecanlı bulurken bazıları ise çok soğuk olduğunu düşünüyordu. “Uçan kaz” diye özellikle belirtilmesinin sebebi de evcil kazların uçamamasıydı. Hiçbir işe yaramadıysa bile böyle bir bilgi aklımızda kalmış yani. Selma Lagerlöf’ün 1906’da çıkan Nobel ödüllü iki kitabından uyarlanmış olmasıyla da ayrıca önemliydi.
ALINTI