7 RAKAMININ YERYÜZÜNDEKİ GİZEMİ
Yedi, tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun, devriliğin, tekamülün mükemmel düzenin, Göksel Yönetimin İşlevselliğinin sembolü olarak bilinir. Tam bir periyodu veya siklusu ifade eder. Eril olan üç ile dişil olan dördün evliliği olarak da ifade edilebilen yedi sembolünün, dünyanın meydana getirilişini de sembolize ettiği görülmektedir.
Yedi, dünya ve bedenle birlikte hem ruhsal hem de dünyaya ait olanı kapsayan ilk sayı; evrenin sayısı ve makrokozmostur. Güvenlik, korunma, huzur, bolluk, yeniden birleşme, sentez ile ilişkilendirilen yedi aynı zamanda bakireliğin sayısıdır.
Güneşin yedinci ışını insanın bu dünyadan bir sonrakine geçtiği yoldur. Bu yedi aşamayı tamamlayanlar, sonsuzluk kapısını çalarak dünya ile ilgili aşamaları geçip bir sonrakine hak kazanırlar.
Yedi gün, oruç ve tövbe periyodudur. Herhangi bir sayının yedinci gücü Philoya göre hem karedir hem de küptür, dolayısıyla da büyük öneme sahiptir. Üçlünün ve dörtlünün birliğini kapsar ve dolayısıyla ona sıra dışı bir değer bahşedilmiştir.
Uzayın yedi yönüne (yani varoluşla ilgili altı boyut ve bir de merkez), aynı zamanda üçgenin karenin üzerine konulmasıyla (gökyüzünün dünyanın üzerinde oluşu gibi) karenin üçgenle birleşimine tekabül eder. Görünenin ardındaki görünmeyen yedi sayısı ile yeryüzünde tezahür eder. O nedenle de Yönetim Mekanizmalarının sayısıdır ve Ruhsal Yönetim Kadroları insanları ikili dengeler içinde sınadıklarından, iki yönlüdür.
Yedi, müzik notalarının temel serisini oluşturan sayıdır ve aynı zamanda renklerin ve gezegenlerin olduğu gibi onlara tekabül eden tanrıların; aynı zamanda cezası ölüm olan günahların ve bu günahların zıddı olan olumlu eylemlerin sayısıdır.
İyilik ve kötülük, yin ve yang ikilemi sadece Tanrısal Makamlarda asıl tekliğine ve birliğe kavuşur, onun dışında insan için her zaman kötülükten korunmak ve iyiye yönelmek asıl yapılması gerekendir. Ezoterik tradisyonlarda ve Herman Hesse gibi gizemci yazarların romanlarında sık kullanılan ve yedi harften oluşan gizemli Abraxas ismi bu Tanrısal ikilemi, Tanrının iyi ve kötüyü aynı anda barındırdığını ve insanın iyiyi kendi özgür iradesiyle ve isteyerek seçmesi gerektiğini anlatmaya çalışır. O nedenle de özgür irade ile seçilen kötünün yaşanması da kaçınılmaz olmakta ama özgür seçim nedeniyle tüm getirilerine katlanılması da bir karma olarak kişinin karşısına çıkmaktadır.
Yedi Katlı Yol, ruhsal öğretiler dünyasında çok yaygın bir semboldür. Flaman Ezoterizmci Ruysbroek ruhsal yükselişin yedi basamağıyla, İranlı şair Attar onikinci yüzyılın sonlarında ruh kuşlarının 7 vadi boyunca süren yolculuğuyla, Iraklı Sufi Nuri ruhsal kalenin yedi duvarını betimleyerek ya da Avilalı Aziza Teresa yedi içsel kaleyi görselleştirerek bu görüşü ifade ederler. Yolun bütün bu betimlenişlerinin arkasında, eski Yedi Cennetsel Gök boyunca yükseliş fikri yatar. Yedi kozmik aşama, yedi gök, yedi cehennem, yedi ana gezegen, evrenin devriliği, güneşin ışınları, insanın yaş dönemleri, bilgelik sütunları, gökkuşağının ay bölümleri, haftanın günleri, müzik notaları, dünyanın harikaları vs. gibi sembollerle ilişkilendirilir. Ayrıca yedi rüzgar, yedi deniz, yedi iklim, yedi yaş, yedi çöl, dünyanın yedi harikası ve yedi bilge insan vardır. Hydranın yedi başı vardı ve Ajaxın kalkanı yedi kattı. Yedi dağın arkasındaki yedi cücenin unutulmaması gerekir.
Bir Arap atasözü, asla fazla alınmaması gereken yedi şeyden bahseder: İyi yüreklilikle önerilen ekmek, kuzu eti, soğuk su, yumuşak elbise, güzel koku, rahat yatak ve benzeri güzel gelen her şey. Yedi, üçten sonra Orta Doğunun kadim uygarlıklarına ait kutsal sayıların en önemlisidir. Sayı, 28 günlük ayın dört haftaya bölünüşünden ya da yedi gezegenden (Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn) ortaya çıkıyor denebilir. Yedi, dört elementi kuşatan ve duyusal güçlere karşılık gelen maddi dörtlemeyle (hava=zeka, ateş=istenç, su=duygular, toprak=ahlak) birlikte yaratıcı ilkelerin üçlülüğünü (aktif zeka, pasif bilinçaltı ve işbirliğinin düzenleyici gücü) içerir.
Yedi aynı zamanda yedi güzel sanatın trivium ve quadriviuma bölünmesinin de temelini oluşturur. Düalite prensibinin geçerli olduğu oluşumlarda yedi rakamı yerine çifti olan ondört sayısının esas oluşturduğu görülmektedir. Bu yüzden düalitenin dikkate alındığı kimi tradisyonlarda yedi rakamı çift olarak, yani ondört olarak ifade edilir. Örneğin Eski Mısır tradisyonunda Osirisin bedeninin ondört parçaya ayrıldığı bilgisi vardır. Benzer şekilde Grek tradisyonunda da Zagreusun bedeninin yedi ya da ondört parçaya ayrıldığı bilgisi bunmaktadır.
Çin ve Sufi tradisyonlarında kalbi gelişimin yedi süptil derecesi bilgisi vardır.
Simyada, Eski Mısırda, Budizmde, Mitraizmde yedi basamaklı merdivenden sözedilir. Bir kaynağa göre, yedi notalı gamın ilk oktavının oluşturduğu müzikte ve kimyasal elementlerin sıralanışında düzenli yineleniş her zaman yediyle bağlantılıdır.
Kadim bir düşünceye göre insanın gelişmesi yedi ve dokuz dönemde gerçekleşir. İskenderiyeli Philo, ilk yedili dönemin sonunda insanın süt dişlerinin yerine gerçek dişlerinin çıktığını, ikinci yedili dönemin sonunda ergenliğin başladığını ve üçüncü yedilide gençlerin sakallarının çıktığını söyler. Dördüncü yedili yaşamın yüksek noktasıdır, beşinci evlilik zamanıdır. Altıncı yedili düşünsel olgunluk gerektirir, yedinci yedili ise akıl aracılığıyla ruhu yüceltir, sekizinci hem zeka hem de aklı mükemmelleştirir ve dokuzuncu tutkuları yumuşatır, adalet ve ölçülülük yolunda ilerler. Onuncu yedili ise insanları ölüme hazırlar. İncilin 90. Mezmurunda şöyle söylenir: Yılların günleri yetmiş yıldır.
Yedi, tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun, devriliğin, tekamülün mükemmel düzenin, Göksel Yönetimin İşlevselliğinin sembolü olarak bilinir. Tam bir periyodu veya siklusu ifade eder. Eril olan üç ile dişil olan dördün evliliği olarak da ifade edilebilen yedi sembolünün, dünyanın meydana getirilişini de sembolize ettiği görülmektedir.
Yedi, dünya ve bedenle birlikte hem ruhsal hem de dünyaya ait olanı kapsayan ilk sayı; evrenin sayısı ve makrokozmostur. Güvenlik, korunma, huzur, bolluk, yeniden birleşme, sentez ile ilişkilendirilen yedi aynı zamanda bakireliğin sayısıdır.
Güneşin yedinci ışını insanın bu dünyadan bir sonrakine geçtiği yoldur. Bu yedi aşamayı tamamlayanlar, sonsuzluk kapısını çalarak dünya ile ilgili aşamaları geçip bir sonrakine hak kazanırlar.
Yedi gün, oruç ve tövbe periyodudur. Herhangi bir sayının yedinci gücü Philoya göre hem karedir hem de küptür, dolayısıyla da büyük öneme sahiptir. Üçlünün ve dörtlünün birliğini kapsar ve dolayısıyla ona sıra dışı bir değer bahşedilmiştir.
Uzayın yedi yönüne (yani varoluşla ilgili altı boyut ve bir de merkez), aynı zamanda üçgenin karenin üzerine konulmasıyla (gökyüzünün dünyanın üzerinde oluşu gibi) karenin üçgenle birleşimine tekabül eder. Görünenin ardındaki görünmeyen yedi sayısı ile yeryüzünde tezahür eder. O nedenle de Yönetim Mekanizmalarının sayısıdır ve Ruhsal Yönetim Kadroları insanları ikili dengeler içinde sınadıklarından, iki yönlüdür.
Yedi, müzik notalarının temel serisini oluşturan sayıdır ve aynı zamanda renklerin ve gezegenlerin olduğu gibi onlara tekabül eden tanrıların; aynı zamanda cezası ölüm olan günahların ve bu günahların zıddı olan olumlu eylemlerin sayısıdır.
İyilik ve kötülük, yin ve yang ikilemi sadece Tanrısal Makamlarda asıl tekliğine ve birliğe kavuşur, onun dışında insan için her zaman kötülükten korunmak ve iyiye yönelmek asıl yapılması gerekendir. Ezoterik tradisyonlarda ve Herman Hesse gibi gizemci yazarların romanlarında sık kullanılan ve yedi harften oluşan gizemli Abraxas ismi bu Tanrısal ikilemi, Tanrının iyi ve kötüyü aynı anda barındırdığını ve insanın iyiyi kendi özgür iradesiyle ve isteyerek seçmesi gerektiğini anlatmaya çalışır. O nedenle de özgür irade ile seçilen kötünün yaşanması da kaçınılmaz olmakta ama özgür seçim nedeniyle tüm getirilerine katlanılması da bir karma olarak kişinin karşısına çıkmaktadır.
Yedi Katlı Yol, ruhsal öğretiler dünyasında çok yaygın bir semboldür. Flaman Ezoterizmci Ruysbroek ruhsal yükselişin yedi basamağıyla, İranlı şair Attar onikinci yüzyılın sonlarında ruh kuşlarının 7 vadi boyunca süren yolculuğuyla, Iraklı Sufi Nuri ruhsal kalenin yedi duvarını betimleyerek ya da Avilalı Aziza Teresa yedi içsel kaleyi görselleştirerek bu görüşü ifade ederler. Yolun bütün bu betimlenişlerinin arkasında, eski Yedi Cennetsel Gök boyunca yükseliş fikri yatar. Yedi kozmik aşama, yedi gök, yedi cehennem, yedi ana gezegen, evrenin devriliği, güneşin ışınları, insanın yaş dönemleri, bilgelik sütunları, gökkuşağının ay bölümleri, haftanın günleri, müzik notaları, dünyanın harikaları vs. gibi sembollerle ilişkilendirilir. Ayrıca yedi rüzgar, yedi deniz, yedi iklim, yedi yaş, yedi çöl, dünyanın yedi harikası ve yedi bilge insan vardır. Hydranın yedi başı vardı ve Ajaxın kalkanı yedi kattı. Yedi dağın arkasındaki yedi cücenin unutulmaması gerekir.
Bir Arap atasözü, asla fazla alınmaması gereken yedi şeyden bahseder: İyi yüreklilikle önerilen ekmek, kuzu eti, soğuk su, yumuşak elbise, güzel koku, rahat yatak ve benzeri güzel gelen her şey. Yedi, üçten sonra Orta Doğunun kadim uygarlıklarına ait kutsal sayıların en önemlisidir. Sayı, 28 günlük ayın dört haftaya bölünüşünden ya da yedi gezegenden (Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn) ortaya çıkıyor denebilir. Yedi, dört elementi kuşatan ve duyusal güçlere karşılık gelen maddi dörtlemeyle (hava=zeka, ateş=istenç, su=duygular, toprak=ahlak) birlikte yaratıcı ilkelerin üçlülüğünü (aktif zeka, pasif bilinçaltı ve işbirliğinin düzenleyici gücü) içerir.
Yedi aynı zamanda yedi güzel sanatın trivium ve quadriviuma bölünmesinin de temelini oluşturur. Düalite prensibinin geçerli olduğu oluşumlarda yedi rakamı yerine çifti olan ondört sayısının esas oluşturduğu görülmektedir. Bu yüzden düalitenin dikkate alındığı kimi tradisyonlarda yedi rakamı çift olarak, yani ondört olarak ifade edilir. Örneğin Eski Mısır tradisyonunda Osirisin bedeninin ondört parçaya ayrıldığı bilgisi vardır. Benzer şekilde Grek tradisyonunda da Zagreusun bedeninin yedi ya da ondört parçaya ayrıldığı bilgisi bunmaktadır.
Çin ve Sufi tradisyonlarında kalbi gelişimin yedi süptil derecesi bilgisi vardır.
Simyada, Eski Mısırda, Budizmde, Mitraizmde yedi basamaklı merdivenden sözedilir. Bir kaynağa göre, yedi notalı gamın ilk oktavının oluşturduğu müzikte ve kimyasal elementlerin sıralanışında düzenli yineleniş her zaman yediyle bağlantılıdır.
Kadim bir düşünceye göre insanın gelişmesi yedi ve dokuz dönemde gerçekleşir. İskenderiyeli Philo, ilk yedili dönemin sonunda insanın süt dişlerinin yerine gerçek dişlerinin çıktığını, ikinci yedili dönemin sonunda ergenliğin başladığını ve üçüncü yedilide gençlerin sakallarının çıktığını söyler. Dördüncü yedili yaşamın yüksek noktasıdır, beşinci evlilik zamanıdır. Altıncı yedili düşünsel olgunluk gerektirir, yedinci yedili ise akıl aracılığıyla ruhu yüceltir, sekizinci hem zeka hem de aklı mükemmelleştirir ve dokuzuncu tutkuları yumuşatır, adalet ve ölçülülük yolunda ilerler. Onuncu yedili ise insanları ölüme hazırlar. İncilin 90. Mezmurunda şöyle söylenir: Yılların günleri yetmiş yıldır.