Salvo
Kayıtlı Üye
622 Hicret, İslami Dönemin Başlangıcı
Hz. Muhammed (s.a.v.) elli iki yaşında iken gizlice, Güney Arabistan'dan Kuzeye giden ticari kervan yolunun üzerinde olmayan Yesrib'in verimli kuzey vahalarına göç etti. Bu, meşhur, Hicret idi. Bazı müslümanlar zulümden kaçmak için önceden Habeşistan'a gitmişlerdi, fakat bölge onlara oldukça yabancıydı. Yesrib'ten yıllık haclarını yapmak üzere (hala bir putperest ziyaret yeri olan) kabe'ye yaklaşık 70 Yesribli İslam'ı kabul etmişler ve Hz.Muhammedi (s.a.v.), kendinin ve müslümanların emniyette olacağı şehirlerine davet etmişlerdi. Kendisi ayrılmadan önce, müslümanlardan 70 kadarı, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) talimatlarına uygun bir şekilde, Kureyşlilerin aldıkları tedbirlerden kaçınarak, küçük gruplar halinde Mekke'den Yesrib'e yollanmışlardı.
Yesrib halkı, Hz. Peygamberi ve yeni inançları uğruna yurtlarını terkeden diğer Mekkeli müslümanları büyük bir heyecanla karşıladılar. Bu olayın hatırasına, bu eski şehrin adı Medinet-ün Nebi (Peygamber'in (s.a.v.) şehri), kısaca Medine olarak değiştirildi. Medine halkı, bu yeni dini Mekkelilerden çok daha kojay kabul etti ve Medineli müslümanlar (Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından “yardımcılar/ensar” diye adlandırıldılar) kısa bir süre içerisinde sayıca Mekkeli muhacirleri geçti. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke'den bütün akrabalık bağlarını kopardı ve ilahi otoriteye sahip olduğu kabul edilen, dini bir topluluğun lideri olarak yeni bir hayata başladı. Buraya yerleşti ve müslümanlar için bir toplantı yeri olarak hizmet gören ve daha sonra yerinde inşa edilen camiye model oluşturan bir cami olarak evini buraya inşa etti.[8] Hicret, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatında ve İslam'ın gelişmesinde çok önemfi bir olay olmuştur. Medine halkının bir kısmı Yahudi idi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) elli iki yaşında iken gizlice, Güney Arabistan'dan Kuzeye giden ticari kervan yolunun üzerinde olmayan Yesrib'in verimli kuzey vahalarına göç etti. Bu, meşhur, Hicret idi. Bazı müslümanlar zulümden kaçmak için önceden Habeşistan'a gitmişlerdi, fakat bölge onlara oldukça yabancıydı. Yesrib'ten yıllık haclarını yapmak üzere (hala bir putperest ziyaret yeri olan) kabe'ye yaklaşık 70 Yesribli İslam'ı kabul etmişler ve Hz.Muhammedi (s.a.v.), kendinin ve müslümanların emniyette olacağı şehirlerine davet etmişlerdi. Kendisi ayrılmadan önce, müslümanlardan 70 kadarı, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) talimatlarına uygun bir şekilde, Kureyşlilerin aldıkları tedbirlerden kaçınarak, küçük gruplar halinde Mekke'den Yesrib'e yollanmışlardı.
Yesrib halkı, Hz. Peygamberi ve yeni inançları uğruna yurtlarını terkeden diğer Mekkeli müslümanları büyük bir heyecanla karşıladılar. Bu olayın hatırasına, bu eski şehrin adı Medinet-ün Nebi (Peygamber'in (s.a.v.) şehri), kısaca Medine olarak değiştirildi. Medine halkı, bu yeni dini Mekkelilerden çok daha kojay kabul etti ve Medineli müslümanlar (Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından “yardımcılar/ensar” diye adlandırıldılar) kısa bir süre içerisinde sayıca Mekkeli muhacirleri geçti. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke'den bütün akrabalık bağlarını kopardı ve ilahi otoriteye sahip olduğu kabul edilen, dini bir topluluğun lideri olarak yeni bir hayata başladı. Buraya yerleşti ve müslümanlar için bir toplantı yeri olarak hizmet gören ve daha sonra yerinde inşa edilen camiye model oluşturan bir cami olarak evini buraya inşa etti.[8] Hicret, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatında ve İslam'ın gelişmesinde çok önemfi bir olay olmuştur. Medine halkının bir kısmı Yahudi idi.