Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Washington (AA) - ABD Senatosunun bazı önde gelen isimleri, Başkan George W. Bush'un son günlerde İran'a karşı giderek sertleşen açıklamalar yaptığına işaret ederek, ABD'nin bu ülkeyle bir savaş ort***** doğru ilerlemesi ihtimalinden duydukları kaygıyı dile getirdi.
2008 başkanlık seçimi için Demokrat Partideki iddialı adaylardan siyah senatör Barack Obama, bir oturumda yaptığı konuşmada, "Israrlı diplomatik girişimlerin yapılmadığı ve Amerikan halkının ne olduğunu tam anlamadığı bir ortamda birçoğumuz, İran ile aktif bir çatışmaya doğru sürüklendiğimizden kaygılıyız" dedi.
Obama, Irak'ta yapılan yanlışlıklara işaret ederek Kongrenin geçmişteki hatalara yeniden düşülmemesi için ABD'nin politikaları konusunda Bush yönetiminden açıklık ve şeffaflık talep edeceğini belirtti.
Aynı oturumda yer alan ve Cumhuriyetçi Partili olmasına karşın Başkan Bush'un Irak ve bölge politikalarına karşı çıkan senatör Chuck Hagel da ABD Dışişleri Bakanlığının iki numaralı konumu olan bakan yardımcılığına aday gösterilen John Negroponte'ye, "İran ile bir askeri çatışmaya doğru mu gidildiğini" sordu. Negroponte, Bush yönetiminin standart açıklaması olan Washington'ın diplomasiyi tercih ettiği, ancak diğer seçenekleri gözardı etmediği sözlerini yeniden dile getirdi
SAIPAN (İHA) - ABD Jeoloji Araştırmaları Merkezi''nden yapılan açıklamaya göre Pasifik Okyanısu'nun kuzey kesiminde 6.3 büyüklüğünde, şiddetli bir deprem meydana geldi.
Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi yetkilileri, 6.9'dan küçük şiddetteki depremlerin, Pasifik'in tamamı için bir alarm verilmesine neden olmadığını ifade ederken, bu büyüklükteki bir depremin, yerel anlamda yıkıcı tsunamilere sebep olabileceğini dile getirdi. Bu tehlikenin, depremin merkez üssünün 100 kilometre çevresini kapsadığı belirtildi. Bu arada merkez üssü Kuzey Mariana Adaları'nda bulunan Farallon de Pajaros Volkanik Adası olduğu açıklanan depremin, yerleşim alanlarından 100 kilometre uzaklıkta bulunduğu vurgulandı.
Öte yandan depremin yaşandığı bölgede hem sismik hem de volkanik aktivite devam ediyor. Bölge, Pasifik tabanıyla, diğer kıta tabanlarının kesiştiği bölgede bulunuyor ve "Pasifik Ateş Çemberi"nin bir parçasını oluşturuyor.
LOS ANGELES (İHA) - British Airways'e ait bir uçağa kaçak olarak binen Güvey Afrikalı genç hayatını kaybetti. Olay, Londra'dan havalanan uçağın Los Angeles'a inişinden sonra yapılan rutin kontrollerde ortaya çıktı.
Güney Afrikalı bir genç, British Airways'in Londra-Los Angeles seferini yapan uçağına kaçak olarak bindi. Uçağın iniş takımına gizlenen Samuel Peter Benjamin (17) isimli genç, Boeing 747 tipi uçağın Los Angeles'a iniş yapmasının ardından gerçekleştirilen rutin kontroller sırasında bulundu. İniş takımına ne şekilde ve ne zaman tırmandığı bilinmeyen Benjamin'in kesin ölüm nedeni de henüz bilinmiyor. Yetkililer, uçağın en son 22 Ocak tarihinde Güney Afrika'dan ayrıldığını ve sırasıyla Singapur, Vancouver, Hong Kong ile Londra rotalarını takip ettiğini kaydetti. Öte yandan Londra'dan Los Angeles'e gerçekleştirilen yaklaşık 10 saatlik uçuş sürecinde iniş takımlarının bulunduğu alandaki sıcaklığın eksi (-) 50 derece olduğu belirtildi.
WASHINGTON (İHA) - ABD, F-14 savaş uçaklarına ait çeşitli parçaların satışını durdurdu. "Tomcat" isimli uçakların İran'ın elinde bulunduğunu açıklayan Savunma Bakanlığı, İran'ın sözkonusu parçalara karşı ilgili olması sebebiyle böyle bir karar alındığını vurguladı.
ABD, İran'a yönelik yeni bir yaptırım daha uyguluyor. Askeri uçakların satışında büyük söz sahibi olan ABD, İran Hava Kuvvetleri'nin de envanterinde bulunan F-14 Tomcat tipi savaş uçaklarına ait parçaların satışını durdurduğunu açıkladı. Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu kararın İran'ın sözkonusu parçalara olan ilgisinin neden olduğu kaydedildi. Bakanlığa bağlı Savunma Lojistik Ajansı Sözcüsü Dawn Dearden, "İran'daki mevcut durum sebebiyle satışlar durduruldu" dedi.
Öte yandan bu kararın alınması, ABD ile İran arasının, İran'ın nükleer programını sürdürme konusunda geri atmadığı bir döneme denk gelmiş olması dikkat çekti.
Washington hükümeti, İran'ı, Irak'ta istikrarın sağlanması konusunda bir tehdit olarak görüyor. Bu arada 1979 yılında, Şah Rıza Pehlevi'nin yönetimde olduğu dönemde İran, ABD'den 79 adet F-14 tipi savaş uçağı almıştı.
New York (AA) - Ünlü İngiliz rock grubu The Police, 23 yıl aradan sonra Grammy ödülleri için toplanıyor.
Grammy ödüllerinin organizatörleri, 1984'te dağılan grubun 11 Şubatta Los Angeles'ta yapılacak ödül töreninde sahne alacağını duyurdu.
Bu açıklama, 1977'de kurulan grubun elemanları Sting (bas vokal), Stewart Copeland (davul) ve Andy Summers'ın (gitar) The Police'in kuruluşunun 30. yıldönümü için bir turneye çıkacağı yönündeki söylentileri de güçlendirdi.
''Every Breath You Take'' ve ''Roxanne'' gibi ünlü şarkılara imza atan grup, 5 kez Grammy ödülü kazanmıştı. Grup üyeleri, The Police'in dağılmasından sonra müzik çalışmalarına tek başlarına devam etmişlerdi
HAVANA (İHA) - Geçirdiği operasyonların ardından hastalığına ilişkin söylentilerin ardı arkası kesilmeyen Küba lideri Fidel Castro, 3 ay sonra ilk kez ekranlara çıktı.
Küba lideri Fidel Castro, 3 ay aradan sonra ilk kez televizyon kanalında görüldü. Geçirdiği operasyonlar sebebiyle hakkında çok sayıda söylenti çıkan Castro, son olarak Pazartesi günü Venezuelalı meslektaşı Hugo Chavez ile görüştü. Chavez ile konuştuğu ve ayakta durduğu gözlemlenen Castro'nun (80), sağlığına ilişkin yaptığı yorumda "Savaşı kaybetmekten uzağım" dediği kaydedildi.
Bu arada söz konusu görüşmenin Pazartesi günü gerçekleştirildiği ifade edildi. Beyaz Saray ise duruma ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.
ERZURUM (İHA) - Erzurum'un Tekman İlçesi'ne bağlı Karlıca köyünde bilinmeyen bir hastalığa tutulan 10 çocuk , köy yolunun açılmasıyla önce Tekman ilçe merkezine ardından da Erzurum'daki hastaneye ulaştırıldı. Son 2 haftada 4 çocuğun bu hastalıktan öldüğü belirtildi.
Erzurum'a 198, Tekman'a ise 47 kilometre uzaklıkta bulunan, 90 haneli yaklaşık bin nüfusa sahip olan Karlıca köyünde, yüksek ateş ve terleme belirtileri bulunan ve çocuklarda etkili olan bilinmeyen bir hastalık başgösterdi. Köy muhtarının İl Kriz Merkezi'ni araması sonucu yetkililer harekete geçti. Erzurum Valisi Celalettin Güvenç'in talimatıyla önceki gün yağan kar yağışı sonrasında kapanan yaklaşık 6 kilometrelik yol, Köy Hizmetleri ekiplerinin çalışması sonrasında açıldı. Bu arada, köye giden sağlık ekipleri, köydeki çocukları sağlık kontrolünden geçirdiler. Daha sonra yolun açılmasıyla birlikte aynı hastalık belirtilerinden yatan 10 çocuk ve aileleri dün gece yola çıkarılarak, Tekman Sağlık Ocağı'na getirildi. Tekman'da kan örnekleri alınan çocuklar Erzurum'a sevk edilirken, bugün sabah saatlerinde Numune, ardından da Çocuk Hastanesi'ne getirilen çocuklar tedavi altına alındılar.
Köy Muhtarı Yusuf Özel, bilinmeyen hastalık dolayısıyla son 2 hafta içerisinde 4 çocuğun öldüğünü ileri sürerek, "Bilmiyoruz. Bir anda böyle bir hastalık başgösterdi. Üç çocuk daha önce öldü, ardından önceki gün bir çocuk daha hastalandı. Erzurum'a getirmek için karlı yolları aşmaya başladık. Ancak yaklaşık 5 kilometre götürebildik. Çocuk yolda öldü" dedi.
Karlıca köyünden bir bayan ise "Ateşli bir hastalık. Belirtileri ateşlenme, terlemeyle başlıyor. Bir kaç gün içinde ise çocuklar öldü" diye konuştu.
Öte yandan, Karlıca köyü yolunun önceki gün yağan kar yağışına kadar açık olduğunu anlatan Erzurum Valisi Celalettin Güvenç, "Köy muhtarı dün akşam saatlerinde köy yolunun kapalı olduğunu ve köydeki hastalıktan bahsetmişler. Daha önce hastalık dolayısıyla ölen çocukları haber vermediler. Bunun üzerine hemen harekete geçerek Kaymakamlığımız yolu açtırdı ve sağlık ekipleri köye ulaştı. Daha henüz hastalığın ne olduğunu bilmiyoruz. Yapılan kontrollerden sonra hastalığın ne olduğu ortaya çıkacak" şeklinde açıklamada bulundu.
Ankara (AA)- Çevre kirliliği cezaları yüzde 7.8 oranında artırıldı.Çevre ve Orman Bakanlığının konuya ilişkin tebliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
İdari para cezalarının her yıl bir önceki yıla göre yeniden değerleme oranında arttırıldığı anımsatılan tebliğde, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 2006 yılı yeniden değerleme oranının yüzde 7.8 olarak tespit edildiği belirtildi.
Buna göre, 2872 sayılı Çevre Yasası'nın 20. maddesinde yer alan para cezası miktarlarının 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren bu oranda artırıldığı kaydedildi. Yeni cezalar, 31 Aralık 2007 tarihine kadar geçerli olacak.Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermenin cezası 500 YTL'den 539 YTL'ye yükseltildi.
KARAMAN (İHA) - Karaman'da iki kardeşin birlikte yaşadığı tek katlı evde çıkan yangında kardeşlerden birisi yanarak hayatını kaybetti.
Yangın, akşam saatlerinde Osman Gazi Mahallesi 1071 Sokak No 43'de bulunan tek katlı evde çıktı. Edinilen bilgiye göre, fabrikalarda işçi olarak çalıştıkları öğrenilen Murat (26) ve Arif Balkan (24) kardeşlerin oturduğu tek katlı iki odalı kerpiç evde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı.
Çevredekilerin bildirmesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürülürken, yapılan kontrolde, yangın esnasında evde bulunduğu öğrenilen Murat Balkan'ın evin kapısının arkasında yanmış vaziyette cesedi bulundu. Murat Balkan'ın kardeşi Arif Balkan ise geldiğinde evin yandığını gördü. Polis ekipleri olay yerinde güvenlik önlemi alırken, Cumhuriyet Savcısı da inceleme yaptı.
MERSİN (İHA) - Kültür eski bakanlarından Fikri Sağlar'ın babası Mustafa Sağlar, geçirdiği kalp yetmezliği rahatsızlığı sonucu Mersin'deki evinde hayatını kaybetti.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra bir süredir Kasım Ekenler Sitesi'ndeki evinde müşahade altında tutulan 89 yaşındaki Mustafa Sağlar'ın, akşam saatlerinde kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybettiği bildirildi.
1946 yılında tıbbiyeden mezun olan Mustafa Sağlar'ın Mersin Belediyesi'nde tabiplik yaptıktan sonra Mersin SSK Hastanesi'nde baştabiplik görevinde bulunduğu ve buradan emekli olduğu öğrenildi. Biri kız 3 çocuk babası olan Sağlar'ın cenazesinin Cuma günü Mersin'de defnedileceği belirtildi.
ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) seçim barajıyla ilgili Türkiye lehine verdiği kararın henüz kesinleşmediğini tarafların kararı AİHM Büyük Dairesi'ne götürmesi durumunda nihai kararın 30 Nisan 2007 tarihinde verileceğini bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı, AİHM'in Mehmet Yumak ve Resul Sadak isimli vatandaşların 1 Mart 2003 seçimlerinde aday oldukları DEHAP'ın ülke genelinde yüzde 10 barajını geçememesi nedeniyle milletvekili olamadıkları için AİHM'e 'seçmenlerinin özgür iradelerini ifade etmelerinin engellenmesinin ve DEHAP'ın ülke genelinde 2 milyona yakın oy almış olmasına rağmen TBMM'de temsil edilememesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu gerekçesiyle başvurdukları hatırlatıldı.
Açıklamada, söz konusu başvuruya ilişkin olarak, Türk hükümetinin görüşünün 20 Haziran n 2005 tarihinde AİHM'e sunulduğunu ve başvuruyla ilgili 5 Eylül 2006 tarihinde Strazburg'da bir duruşma yapıldığı belirtildi.
Türkiye'nin başvuru ile ilgili AİHM'e sunduğu yazılı görüşleri ve duruşma sırasında yaptığı savunmada, Türkiye'deki seçim sistemiyle ilgili kuralların başvuruda bulunanlara farklı uygulanmadığı ve mevcut uygulamanın yasaya aykırı veya keyfi bir işlem olmadığı bildirildi. Ayrıca başvuru konusunun başvuruda bulunanların seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılması veya seçildikten sonra parlamenter olarak haklarının kısıtlanması olmadığı belirtilerek, söz konusu başvuruda şikayet konusunun başvuruda bulunanların milletvekili adayı oldukları 2002 genel seçimlerinden çok önce yasayla belirlendiği hatırlatılarak, Milletvekili Seçimi Kanunu ile getirilen yüzde 10 barajlı nispi temsil sisteminin topumda konsensus ile getirildiği kaydedildi.
Türkiye'nin savunmasında ayrıca başvuranların herhangi bir keyfi muameleye tabi tutulmadıkları ve aday oldukları DEHAP'a uygulanan yüzde 10 barajının tüm siyasi partilere uygulandığı belirtilerek, 2002 yılına koalisyon ortağı olarak giren DSP, ANAP ve MHP'nin de barajı aşamadıkları hatırlatıldı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklama şöyle devam etti:
"Başvuranlara ve aday oldukları siyasi partiye keyfi ve farklı bir muamelede bulunulmadığı savunulmuş, yüzde 10 barajının siyasi istikrarsızlığı önlemek, küçük partileri toplumun genelinden oy alabilecek büyüklüğe yöneltmek ve son tahlilde demokrasiyi sağlamlaştırma amaçlarını güttüğü ve bu amaçların meşru olduğu vurgulanmıştır. Dünyada uygulanan seçim sistemlerinde adil temsil ve siyasi istikrar ilkeleri arasındaki dengeyi sağlayacak belirlenmiş bir baraj oranı bulunmadığı belirtilerek, seçim sistemleri arasındaki karşılaştırmanın sadece oranlar açısından yapılmasının sağlıklı sonuç vermeyeceği savunulmuştur.
Zira, düşük oranlı baraj uygulayan ülkelerde nispi temsil sistemini düzeltmek için ilave yöntemler kullanılmış olabileceği, örneğin Almanya, İtalya ve Belçika'da uygulanan baraj oranlarının, Türkiye'dekinden düşük olduğu, fakat siyasi istikrarsızlığı önlemek için Almanya ve İtalya'da çoğunluk sistemine yaklaşan düzenlemeler yapıldığı, Belçika'da Senato üyelerinin sayısının cemaatlerin büyüklüğüne göre belirlendiği bu durumun küçük partilerin Senatoya girmesini engellediği, Moldova'da baraj oranının Türkiye'den düşük olduğu ancak bağımsız adaylara baraj uygulandığı, Türkiye'de böyle bir uygulamanın olmadığı hatırlatılmıştır. Ülkemizde nispi temsil sistemini düzeltmek için kullanılan tek yöntemin yüzde 10 barajı olduğu ve böyle bir tercihin ülkenin takdir yetkisi dahilinde bulunduğu belirtilerek, Avrupa ülkelerinde uygulanan çeşitli sistem ve yöntemlerin ortak bir kriter oluşturmadığı ortaya konmuştur.
Son olarak, yüzde 10 barajının Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa'nın 67. maddesinde öngörülen 'temsilde adalet' ilkesi açısından denetlendiği ve barajın bu ilkeye uygun olduğu sonucuna varıldığı, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararının 'açıkça keyfi' olduğunun ileri sürülemeyeceği belirtilerek, ulusal mahkemenin 'açıkça keyfi' olmayan kararlarına AİHM'nin müdahale etmesinin ve ulusal mahkeme yerine geçerek değerlendirme yapmasının AİHM'nin içtihatlarına uygun düşmeyeceği hatırlatılmıştır. AİHM, 30 Ocak 2007 tarihli kararında, seçim sistemleri konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalayan ülkelere geniş takdir yetkisi tanındığını ve adil temsili sağlayacak belirlenmiş bir barajın bulunmadığını göz önüne alarak söz konusu başvuruda ihlal bulunmadığına hükmetmiştir.
Mahkeme kararının gerekçesinde, başvuranlar tarafından şikayet konusu olan barajın indirilmesi ve, veya dengeleyici düzeltmeler yapılması, farklı politik yaklaşımların en iyi şekilde temsilinin sağlanması, hedeflenen amaçtan, 'dengeli parlamenter çoğunluğun sağlanması' vazgeçilmemesinin tercih edildiğini belirtmekle birlikte, bu konuda ulusal yasa koyucuya yeterli esneklik verilmesinin önemli olduğunu düşündüğünü belirtmektedir.
Kararın gerekçesinde ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 1995 tarihli kararında adil temsil ve siyasi istikrar ilkelerinin birbirini dengeleyici ve tamamlayıcı şekilde birleştirilmesi gerektiğinin belirtildiği vurgulanarak, şikayet konusu seçim barajının yüksekliğine rağmen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddesinin tekdir yetkisinin aşılmadığı ve ihlal bulunmadığı kaydedildi."
Dışişleri Bakanlığı, AİHM'nin söz konusu kararının nihai olmadığını ancak tarafların 3 ay içinde kararı AİHM Büyük Dairesi'ne götürülmesi için talepte bulunmadıkları takdirde 30 Nisan 2007 tarihinde kesinlik kazanacağı bildirildi.
Tahran - İran'ın İsfahan şehrinde, polisle uyuşturucu kaçakçıları arasında çıkan çatışmada 14 kişinin öldüğü bildirildi.
İsfahan Emniyet Müdürlüğünün verdiği bilgiye göre, 1,5 ton uyuşturucu maddenin ele geçirildiği çatışmada, halk ve polisten 10, kaçakçılardan 4 kişi öldü.
Ülke içerisinde de uyuşturucu kullanım oranının yüksek olduğu İran, Afganistan'da üretilen uyuşturucu maddenin Avrupa ve Arap ülkelerine geçiş yolu üzerinde bulunuyor.
Ankara - Moldova'nın Türk vatandaşlarına yönelik olarak sınırda vize uygulamasını sürdüreceği bildirildi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakanlığın 16 Ocak 2007 tarihinde, Moldova'nın, 1 Şubat 2007 tarihinden itibaren sınırda vize uygulamasına son vererek, sadece dış temsilciliklerinden vize vereceğini duyurduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, "Moldova makamları bu kez, Türk vatandaşlarına yönelik olarak sınırda vize uygulamasını sürdüreceklerini bildirmişlerdir" denildi.
KONYA (İHA) - Konya merkezli 7 ilde düzenlenen operasyonla yakalanan El Kaide örgütüyle bağlantılı olan 48 kişinin, iki ayrı bombalama eylemini gerçekleştirmek için hazırlık yaptığı iddia edildi.
29 Ocak Pazartesi günü saat 05.00 sıralarında kod adı "Şifre Usame" olan El Kaide Operasyonu Konya İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından Konya merkezli olarak İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa, Mardin ve Afyonkarahisar'da eş zamanlı başlamış, 48 şüpheli gözaltına alınmıştı. Konya'da toplanan 48 şüphelinin 2 gündür sorgusu Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sürüyor.
Edinilen bilgiye göre, yakalanan 48 kişiden El Kaide'nin Türkiye sorumlusu ve kod adı Usame olan Ekrem K. ile 3 kişinin defalarca Usame Bin Ladin'in sağ kolu olarak bilinen ve geçtiğimiz aylarda Irak'ın başkenti Bağdat'ta öldürülen Zerkavi ile görüştüğü ortaya çıktı. ABD askerleri tarafından Zerkavi'nin öldürülmesinin ardından Ekrem K., El Kaide'nin başka bir sorumlusuyla görüşmeye devam etti. Şu ana kadar Zerkavi'nin yerine geçen kişinin kimliği tespit edilemezken, yakalanan 48 kişiden bazılarının Bosna Hersek ve Afganistan savaşlarında yer aldığı, bazılarının ise defalarca Irak, İran ve Pakistan'a gittiği belirlendi.
Yakalanan 48 şüpheliden bazılarının cep telefonu veya herhangi bir telefon kullanmadan örgüt içi işlerle uğraştıklarını belirleyen polis, 1.5 yıl önce teknik takibe başladı. Yapılan teknik takip sonrası şüphelilerin internet cafeler ve evlerindeki bilgisayarlardan internet yoluyla görüşmeler yaptıkları tespit edildi. Şüphelilerin, hazırladıkları dosyaları her seferinde hafıza kartlarıyla taşıyarak internet kafelerden farklı mail adreslerinden irtibatlı oldukları kişilere gönderdikleri ve internette okey gibi oyunlar oynarken şifreli olarak yazıştıkları belirlendi. Polis dokümanlara ulaşmayı da başardı.
"BOMBALAMA PLANLARI YAKALATTI"
Polisin teknik takip ve araştırmaları sonucunda ulaştığı dokümanlarda örgüt üyelerinin iki ayrı şehirde bombalama eylemi için hazırlık yaptığı tespit edildi. Bunun üzerine Konya polisi Mart ayının sonunda gerçekleştirmeyi planladığı "Şifre Usame" operasyonunu 2 ay önce gerçekleştirmek zorunda kaldı. Konya başta olmak üzere 6 ayrı şehirde diğer polis birimlerinin desteğiyle 48 kişiyi gözaltına aldı. Bombalama eylemlerinin ABD'lilerin kaldığı Konya'daki bir otelle İstanbul'daki bir yerde gerçekleştirmeyi planladığı öne sürüldü.
Operasyon kapsamında polis, 5 ile 12 yaşları arasında değişen çocukların eğitildiği bir villaya baskın düzenledi. Villaya 4 aydır minibüslerle çocukların getirildiği ve odalarda oluşturulan bölümlerde eğitim verildiği belirlendi. Polis villada çocukların eğitiminde kullanılan bazı dokümanları da ele geçirdi. Çok sayıda doküman, silah ile tüfek de ele geçiren polis, 48 şüphelinin sorgusuna devam ediyor. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde devam eden sorgu nedeniyle Özel Harekat ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri alıyor.
2 gün daha sorgularının devam edeceği tahmin edilen şüpheliler, bugün sabah saatlerinde Konya Numune Hastanesi'nden tekrar sağlık kontrolünden geçirildi. Şüphelilerden bazıları hastanede gazetecilere saldırırken, polis çıkan arbedede bir şüpheliyi güçlükle kontrol altına aldı. Sağlık kontrolleri tamamlanan şüpheliler, sorgularının devamı için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
İSTANBUL (İHA) - Beşiktaş'ta müşteri olarak aldığı 2 kişi tarafından bıçaklanan taksici hastanede hayatını kaybetti. Sağlık ekipleri tarafından yaralı olarak hastaneye kaldırılan taksici, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Edinilen bilgiye göre, Çırağan Oteli önünden aldığı 2 müşteri ile ayrılan taksi sürücüsü Fahrettin Berber, gece saat 02.30 sıralarında Kuruçeşme Muhtar Ali sokak içerisinde vücudunun 24 yerinden bıçaklanmış olarak bulundu. 34 TJY 69 plakalı taksisinin içerisinde yaralı olarak bulunan Fahrettin Berber'e ilk müdahale olay yerine gelen vatandaşlar tarafından yapıldı.
Fahrettin Berber (37) daha sonra olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay yerine gelen polis, taksinin üzerinde inceleme yaparken, önce gasp üzerinde yoğunlaştı. Yapılan araştırmalar sonucunda taksicinin parası ve cep telefonunun takside olduğu tesbit edilirken, taksinin de kaldırıma çarptığı tespit edildi.
Hastanede 24 yerinden bıçaklandığı belirlenen Fahrettin Berber'in ilerleyen dakikalarda yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı öğrenildi. Olayın yaşandığı Muhtar Ali sokağa gelen arkadaşları, taksici Fahrettin Berber'i en son olarak Çırağan Sarayı'nın önünden 2 müşteri aldığını söyledi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Adana'da evlendikten sonra "kız olmadığı" gerekçesiyle kocası ve ailesi tarafından dövülerek kovulan genç kadın, 3.5 aylık bebeğiyle baba evine sığındı.
Alınan bilgiye göre, 23 yaşındaki Elif Fırat, 2005'in Kasım ayında Eyüp U. ile evlendi. Resmi nikahı bulunmayan çiftin mutluluğu, kısa sürdü. Elif Fırat, evliliğin ilk aylarında, kız olmadığı gerekçesiyle eşi ve kayınbabası Mehmet U. ile kaynanası Sevim U. tarafından "dul geldin" denilerek dışlanmaya başladı. Kaynanasının kocasını kışkırttığını ve ayrılmalarını istediğini ileri süren Elif Fırat, evliliğinin ilk günlerinde hakarete uğradığını ve kocasıyla ailesinden sürekli dayak yediğini söyledi.
Evliliğinin 2. ayında baskılara dayanamayarak baba evine dönen Elif Fırat, hamile olduğunu öğrenince "Çocuğum babasız büyümesin" diyerek tekrar kocasının evine gitti. Buna rağmen şiddet ve baskıların devam ettiğini belirten genç kadın, kayınbabasının kendisiyle para karşılığında birlikte olma teklifinde bulunduğunu ileri sürdü.
Kocasının karnındaki bebeğin başkasından olduğunu iddia etmesi üzerine 3 ay sonra tekrar baba evine dönen Elif Fırat, Namık Kemal Mahallesi'ndeki ailesiyle birlikte yaşamaya başladı. Baba evinde dünyaya getirdiği 3.5 aylık bebeği Ahmet Can'ın kocası Eyüp U.'dan olduğunu ifade eden Elif Fırat, "Sırf kendimi aklamak ve temize çıkarmak için oğluma babalık testi yaptırmak istiyorum. Ancak bunun için yardıma ihtiyacım var" diye konuştu.
Ankara (AA)- Türkiye ile İtalya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 150. yıldönümü nedeniyle, Roma'da Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılan Quirinale Sarayı'nda açılan ''Türkiye: 7000 Yıllık Tarih'' adlı sergiye İtalyan basını övgüler yağdırıyor.
Açılışı iki ülkenin cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ve Giorgio Napolitano tarafından 10 Ocakta yapılan sergide, ziyaretçilere, neolitik dönemden başlayıp modern dönemlere kadar uzanan 7000 yıllık tarihsel süreç içinde Anadolu topraklarında hüküm sürmüş uygarlıklar arasında seyahat olanağı sunuluyor.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nden 15, İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi'nden 14, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden 12 ve İstanbul Türk İslam Eserleri Müzesi'nden 2 eseri içeren sergi, Türkiye'nin İtalya'da tanımı açısından da son dönemlerin en önemli kültürel etkinliklerinden biri arasında sayılıyor.
İtalyan basınında sergi ile ilgili yer alan bazı haberler şöyle:
Günlük tirajı yaklaşık 300 bin olan il Giornale gazetesi, Türkiye'yi ''Binlerce uygarlığı bünyesinde barındıran matruşka'' olarak niteledi.
Türkiye'nin, birçok uygarlığı birbiri içinde toplayan bir bütün olduğu vurgulanan haberde, ''Serginin neden sade bir şekilde 'Türkiye, 7000 yıllık tarih' olarak adlandırıldığı böylece daha net anlaşılır'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Günlük tirajı 900 bin olan ''Il Sole 24 Ore'' gazetesi de sergide yer alan eserlerin, Anadolu kültürünün tüm dönemlerini yansıttığını ve en büyük ilerlemelerin, her zaman diğer kültürlere açılım dönemleriyle çakıştığını göz önüne serdiğine ifade etti.
Günlük tirajı yaklaşık 550 bin olan La Stampa gazetesi, ''Türkiye'den İhtişamla'' başlığıyla verdiği sergi haberinde, ''Hoşgörüsüyle ünlü Osmanlı İmparatorluğu, çok etnikli kimliğini, parlak estetiğini, kozmopolitliğini, çok sayıda ve farklı gelenekleri birleştirme kapasitesini, yani uygarlıkların kavşağı ve geçiş yolu olma özelliğini Bizans'tan alıyordu'' satırlarına yer verdi.
Ankara - Türk rock müziğinin öncülerinden sanatçı Erkin Koray, eserlerinin, dijital ortamda basımı, yayımı ve dağıtımının yapılmasıyla ilgili hukuk savaşını kazandı.
Danıştay 10. Dairesi, Koray'ın eserlerinin ''şaşkın'' adıyla plak, kaset, CD ve MP3 olarak dijital ortamda basımı, yayımı ve dağıtımının yapılmasına izin veren eser işletme belgesini iptal eden Ankara 10. İdare Mahkemesi kararını onadı. Sanatçı Erkin Koray, seslendirdiği bazı eserlerinin ''Şaşkın'' adıyla plak, kaset, CD ve MP3 olarak dijital ortamda basımı, yayımı ve dağıtımının yapılmasına izin veren 18 Ağustos 1993 tarihli eser işletme belgesinin iptali istemiyle Ankara 10. İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
Mahkeme, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığınca tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etti. İdare Mahkemesinin kararında, 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu ile Sinema, Video ve Müzik Eserleri Yapımcıları ile Film Çekmek İsteyen Yabancılarla Yapılacak Ortak Yatırımlar Hakkında Yönetmelik hükümleri gereği, bizzat eserin üreticisi olan davacı Erkin Koray ile yapımcılar arasında imzalanan ve söz konusu eserin çoğaltma, yayma, gösterme hakkını devraldığını gösterir bir sözleşme ibraz edilmediği kaydedildi.
Bu yapılmadan yalnızca yapımcıların beyanına dayalı olarak eser işletme belgesinin düzenlendiği belirlenen kararda, adı geçen eser üzerindeki hakların da yine yapımcıların kendi aralarındaki noter sözleşmeleriyle mevzuata aykırı şekilde birbirlerine devredildiğinin anlaşıldığı bildirildi. Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin kararının Kültür ve Turizm Bakanlığınca temyiz edilmesi üzerine dosya Danıştay 10. Dairesine geldi. Daire, Bakanlığın itirazını yerinde görmeyerek, İdare Mahkemesi'nin kararını oy birliğiyle onadı.