PoLaT-BaHa
Kayıtlı Üye
Gruptaki son maçına prestij için çıkan Beşiktaş, hafta boyunca transferle meşgul oldu hep. Gidenler, gönderilmek istenenler ve son olarak Yusuf Şimşek bombası, herkesten çok futbolcuları etkiledi. Kimle konuşsak konu aynıydı: Transfer.
Sadece Giunti
Ara transfer dönemi Beşiktaş’ta hiç bu kadar hareketli geçmemişti. 100. yılda alınan Giunti dışında başarılı olan da yok... Böyle bir atmosferde Kartal’ın maça motive olması da zordu. Denizli’nin de sahaya ikinci yarı öncesi değişik kadro sürmesi normaldi aslında. Ancak bu kadar anormallik arasında bu da ters kaçtı!
Rakip Antep’in de durumu da benzerlikler taşıyordu. Mehmet Polat gönderilmiş, Tabata, Murat Ceylan ve Bekir gibi oyuncular için kulübün kapısı aşındırılıyordu. Bütün bunların ışığında doyurucu futbol, bol gol ve zevkli mücadele beklemek hayal olurdu. Ancak Antep’in stadı dolduramayan ‘sıcak’ seyircisi, havanın güzel olması bu olmusuzlukalrın üstünü bir nebze de olsa örttü.
Yönetim kayıp
Bir acı itiraf da yönetime. Her ne kadar formalite maçı olsa da, bu takım Beşiktaş. Başkan gidemedi diye evinde oturursan, herşeyden önce kendine saygısızlık etmiş olursun. Dikat ettim, özel uçakla seyahat edilen maçlara herkes katılıyor. Tarifeli uçak seferlerinde ise ara ki birini bulasın. Oysa biletler de kış indiriminde! Halim Aydın dışında kimseyi bulamadık. Bize ilginç, bir o kadar da düşündürücü geldi.
Olup biten, demek sadece takımları değil bizleri de etkiledi. Futbolu unuttuk. Ancak koca ilk yarı boyunca iki takım adına da tek net gol pozisyonu yoktu. Antep Tabata’nın ataklarında Beto ile sonuca gitmeyi denedi. Birkaç kez Murat Ceylan sıkıştırdı. Beşiktaş’ta Nobre’nin top kazanma azmi... Soldan Serdar Özkan ile Üzülmez’in kısır bindirmeleri... Birazda Cisse-Uğru ikilisinin göbekte oyun kurma çabaları... Hepsi o kadar.
Kaptan burada, ya Holosko...
İkinci yarıda Beşiktaş ani ataklarla rakibin üstüne gitmeyi denedi. Serdar Özkan ile tehlikeli olsa da son vuruşlarda etkisiz kaldı. Flip Holosko neden böyle anlayamadık. Slovak futbolcu, oyunda kaldığı süre boyunca hiç bir şey yapmadı. Aslında pas da alamadı ama, böyle bir yetenek, bu kadar isteksiz ve silik kalır mı? Allah’tan Kaptan Nobre partnerine uymadı. 74’te Holosko’nun sağdan yaptığı ortada topu düzeltip golünü attı: 0-1
Gökhan Zan atılmak için her şeyi yaptı. Böyle formalite maçta gereksiz sertlikler sonrası oyun dışı kaldı. Çıkarken seyirci ile gereksiz diyaloğa girmesini yakıştıramadık. Rüştü’nün kulübeden çıkıp Gökhan’ı içeri göndermesi ise ders niteliğindeydi. Beşiktaş gruptaki bütün maçlarını alarak, yola lider olarak devam edip, cebini de doldurmuş oldu...
Sadece Giunti
Ara transfer dönemi Beşiktaş’ta hiç bu kadar hareketli geçmemişti. 100. yılda alınan Giunti dışında başarılı olan da yok... Böyle bir atmosferde Kartal’ın maça motive olması da zordu. Denizli’nin de sahaya ikinci yarı öncesi değişik kadro sürmesi normaldi aslında. Ancak bu kadar anormallik arasında bu da ters kaçtı!
Rakip Antep’in de durumu da benzerlikler taşıyordu. Mehmet Polat gönderilmiş, Tabata, Murat Ceylan ve Bekir gibi oyuncular için kulübün kapısı aşındırılıyordu. Bütün bunların ışığında doyurucu futbol, bol gol ve zevkli mücadele beklemek hayal olurdu. Ancak Antep’in stadı dolduramayan ‘sıcak’ seyircisi, havanın güzel olması bu olmusuzlukalrın üstünü bir nebze de olsa örttü.
Yönetim kayıp
Bir acı itiraf da yönetime. Her ne kadar formalite maçı olsa da, bu takım Beşiktaş. Başkan gidemedi diye evinde oturursan, herşeyden önce kendine saygısızlık etmiş olursun. Dikat ettim, özel uçakla seyahat edilen maçlara herkes katılıyor. Tarifeli uçak seferlerinde ise ara ki birini bulasın. Oysa biletler de kış indiriminde! Halim Aydın dışında kimseyi bulamadık. Bize ilginç, bir o kadar da düşündürücü geldi.
Olup biten, demek sadece takımları değil bizleri de etkiledi. Futbolu unuttuk. Ancak koca ilk yarı boyunca iki takım adına da tek net gol pozisyonu yoktu. Antep Tabata’nın ataklarında Beto ile sonuca gitmeyi denedi. Birkaç kez Murat Ceylan sıkıştırdı. Beşiktaş’ta Nobre’nin top kazanma azmi... Soldan Serdar Özkan ile Üzülmez’in kısır bindirmeleri... Birazda Cisse-Uğru ikilisinin göbekte oyun kurma çabaları... Hepsi o kadar.
Kaptan burada, ya Holosko...
İkinci yarıda Beşiktaş ani ataklarla rakibin üstüne gitmeyi denedi. Serdar Özkan ile tehlikeli olsa da son vuruşlarda etkisiz kaldı. Flip Holosko neden böyle anlayamadık. Slovak futbolcu, oyunda kaldığı süre boyunca hiç bir şey yapmadı. Aslında pas da alamadı ama, böyle bir yetenek, bu kadar isteksiz ve silik kalır mı? Allah’tan Kaptan Nobre partnerine uymadı. 74’te Holosko’nun sağdan yaptığı ortada topu düzeltip golünü attı: 0-1
Gökhan Zan atılmak için her şeyi yaptı. Böyle formalite maçta gereksiz sertlikler sonrası oyun dışı kaldı. Çıkarken seyirci ile gereksiz diyaloğa girmesini yakıştıramadık. Rüştü’nün kulübeden çıkıp Gökhan’ı içeri göndermesi ise ders niteliğindeydi. Beşiktaş gruptaki bütün maçlarını alarak, yola lider olarak devam edip, cebini de doldurmuş oldu...