18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ParadokS

Kayıtlı Üye
3mccl.jpg


Çanakkale Türklük savaşı… Atalarımızın göğsünü siper ederek kan kırmızı bayrağımızı müthiş bir şekilde korudukları ve şu anda bayrağımızın göklerde dalgalanmasına vesile olan savaş.

Kapatın gözlerinizi ve bu amansız savaşı düşünün… Savaş kaybedilirse bir zamanların OSMANLISI, şimdilerin TÜRKİYESİ yok olacak. Hayır, olmamalı olamaz. En başta başkomutan Mustafa Kemal; ardında vatan aşkıyla, memleket sevdasıyla yanıp tutuşan vatanı için anadan, babadan, yardan kopmuş onlarca yiğit Türk askeri. Nasıl da kükrercesine koşuyorlar, cennete koşarcasına düşmana. Hepsini aklından geçen aynı “Ya bu vatan bizimdir ,ya da biz kara toprağın.” Ne olacak yani! Bu canım vatan düşmana mı kalacak? Tabii ki hayır…

Kahraman asker, “Allahu Ekber” nidalarıyla bir saldırıya geçti ki yer gök bu yiğitlerin vatan aşkına şahitlik etti. Hâlbuki ayaklarında pabuçları bile yoktu. Sırtlarındaki kıyafetler hep yamalıydı, ama onlar koşuyor, şahadete susamışçasına ilerliyorlardı. Çanakkale buna şahit oluyordu. Bir yanda analar, bacılar kan ağlıyor; bir yanda Çanakkale’de kan göl olmuş akıyor. İki yüz elli bin şehit mi istiyorsun Çanakkale? Senin için, bu cennet vatan için iki yüz elli bin şehit çok mu? Bu vatana milyonlar feda olsun.

Onbaşı Seyit ayağa kalkıyor ve bakıyor ki hemen hemen bütün arkadaşları şehit. “Ne yapmalı Ya Rabbi?” nidasıyla birden 275 kg.lık mermiyi sırtlanıyor. 275 kilo nedir ki vatan için. Seyit’in gözünde tek bir şey var o da ZAFER! ``YA ALLAH BİSMİLLAH’’ Seyit gülleyi topa koydu ve atar atmaz ateş topu olan savaş gemileri, süsledi Çanakkale kıyılarını. Zafer yakındır. ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

Bir gün önce Çanakkale’yi aldık, Çanakkale bizimdir diyen İngiliz komutanı ne yapacağını şaşırmış bir şekilde emir veriyordu. “Geri çekiliyoruz.’’ Evet oldu. Çanakkale bizimdir. Herkes duysun! Olmaz denilen oldu!

Savaş bitti. Surlar geziliyor. Şehit askerler defnediliyor. Hepsinin yüzünde bir tebessüm... Ölürken bile vatan uğruna ölmenin gururu yerleşmiş yiğitlerin mübarek yüzlerine.

Derken bir şehidin yanına gider komutan. Yiğit asker elinde bir tüfek tutmuş bırakmaz, bıraktırmaz. Bıraktırmasın Allah!

Ey Türk gençliği uyan! Sesime kulak ver! Şimdi bize düşen onca şehidin kanına, onca ananın gözyaşına layık bir Türk evladı olarak vatanı, milleti korumak ve onları en güzel şekilde temsil etmektir. Utandırmasın Allah! Bize düşen atalarımızdan bize kalan sancağı en güzel şekilde, en yüksek yerlere taşımak ve en önemlisi, dünya döndükçe şunu hiç unutturmamaktır:

“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1917 yılı yemek listesi;

15 Haziran.

Sabah: Üzüm hoşafı.
Öğlen: Yok.
Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.

26 Haziran.

Sabah: Yok.
Öğlen: Yok.
Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.

18 Temmuz.

Sabah: Üzüm hoşafı.
Öğlen: Yok.
Akşam: Yarım tayın ekmek.

8 Ağustos.

Sabah: Yarım ekmek.
Öğlen: Yok.
Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek yok.

Çanakkale'de dünyaya karşı savaştı ceddimiz.

Silahımız yoktu , gücümüz yoktu , düşman güçlüydü , görünürde çaremiz yoktu ..

Öyle ki ; düşman , zaferden emindi !

Ama onların bilmediği , bilemeyeceği bir vatan sevgisi , anlayamayacakları bir iman vardı bizim askerlerimizde.
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

Vatan uğruna, bizler uğruna çekinmeden canlarını veren milletimizi, analarımızı, babalarımızı, kardeşlerimizi, abilerimizi, hepsini saygıyla anıyoruz..
Şu an onlara layık bir konumdamıyız iyi düşünmek lazım.


418206_3368476818088_1454236728_33092356_2007279086_n.jpg



 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.
Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir”
25 Nisan 1915 / Conkbayırı / Mustafa Kemal



18mart.jpg
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

Dizide olsa Mehmet Akif Ersoy' un Çanakkale Şehitlerine Yazdığı Şiir

 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

Vatan aşkını, korkusuzluğu, Türk'ün gücünü herkese gösterdiler..
Ruhları şad olsun...
Nerden nereye geldik :)
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

"Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara…
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“ÇANAKKALE” ufkunda, “Sakarya” toprağında."

Kutlu olsun zaferimiz.
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !

bugun varsak O'nlar sayesinde, bugun rahat yasiyorsak, guvende isek, canakkale sehitleri sayesinde, Osmanli sayesinde, butun sehitlerimiz vatanimizi korumak icin canlarini seve seve verenler sayesinde.

Rahmetle aniyoruz butun sehitlerimizi. O'nlar en guzel mevkildeler.
 
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !




Çanakkale Unutulmaz ..

Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehidleri Şiir

Tüyleri diken diken eden o muhteşem şiir

Çanakkale Şehidlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hali bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
 
Son düzenleme:
---> 18 Mart Çanakkale Zaferimiz !



Bugün 20. Yy. ın en büyük savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşlarının yıl dönümü.
Bu savaş Türk tarihindeki en önemli savaşlardan biridir. l. Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen
İtilaf Devletleri gemileriyle Çanakkale Boqazını geçip İstanbul’u almak niyetindeydiler. Bu amaçla
İngiltere ve Fransa kendi aralarında anlaşarak 3 Kasım 1914 günü Bozcaada’dan boğaza doğru yaklaştılar. İlk saldırı buradan başladı. Denizde aylar süren bu kanlı savaş 18 Mart 1915’de düşman gemilerinin geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır. 9 Ocak 1916 tarihine kadar şiddetli kara savaşları olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin artık son günlerinde yapılan bu savaşta Mustafa Kemal’in kazandığı zaferler Kurtuluş Şavaşı’na temel teşkil etmiştir.
3 Kasım 1914 ve 9 Ocak 1916 tarihleri arasında süren bu savaş Türk Tarihi’nin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır. Türk bağımsızlık savaşının temelleri Çanakkale’nin sularında, Conkbayırı’nda, Kocaçimen’de, Anafartalarda atılmıştır.
Mustafa Kemal bu çetin savaşta Türk askerinin kahramanlıklarına tanık olmuş ve hayran kalmıştır.
Bağımsızlık Savaşı’nı zaferle sonuçlandırabileceği kanaatini daha o zaman edinmiştir.
Tarihin görmüş olduğu bu amansız savaşta 253.000 askerimizi şehit verdik.Bağımsızlık, özgürlük ve vatanı için ölenlere minnet borçlu olduğumuzu hatırlatır, şehitlerimizi rahmetle anıyor ve ruhları şad olsun diyoruz.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst