Gözde'
Bayan Üye
''4+4+4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması'' konulu çalıştayın açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik ''12 yıllık eğitime geçişte geç bile kaldık'' dedi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''4+4+4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması'' konulu çalıştayın açılışında konuşan Çelik, gelişen dünyadaki uygulamalarda bireylerin eğitimde kalma süresinin ortalama 11-12 yıl, Türkiye'de ise 6-6,1 yıl arasında olduğunu söyledi.
Eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla eğitimde kalma süresini gelişmiş ülkeler seviyesine taşımayı öngördüklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
''2000 yılında üye olmaya çalıştığımız 27 Avrupa Birliği ülkesi devlet ve hükümet başkanlarının 2010 eğitim hedeflerine bakıldığında 18-65 yaş aralığındaki nüfusun yüzde 85'inin lise mezunu olması var. Buna ulaşamayınca 2010'da revize ettiler ve 2020'de de yüzde 95'e taşıdılar.
Bunun dışında Japonya ve Güney Kore'nin 2025-2030'lu yıllarda çağ nüfusunun tamamının üniversite mezunu olması gibi önemli bir hedef koyduğu dünyada 12 yıllık eğitime geçmemiz hepimizin takdiridir.
Türkiye'de geçmişten beri eğitim süresinin arttırılması gündemde, '12 yıllık eğitime geçişte geç bile kaldık' diyebiliriz.''
12 yıllık eğitimin daha demokratik ve esnek bir yapıyı kazandırmayı amaçladığını anlatan Çelik, kademelendirmede 4+4+4 sisteminin Türkiye'nin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına uygun olması nedeniyle tercih edildiğini belirtti.
OKULLAŞMA ORANI
2002'de okul öncesi okullaşma oranının 10,1 olduğunu, gerekli düzenlemelerle bu oranın yüzde 67'ye taşındığına dikkati çeken Çelik, ''48-66 ay aralığında önceki hedefte olduğu gibi yüzde 100 okullaşmayı kendimize idari sorumluluk olarak aldık.
Yani okul öncesinden vazgeçilmiş gibi bir anlayışa kimse kapılmasın. Yasanın uygulamasıyla ilgili herhangi bir erteleme şu anda gündemde değil, 12 yıllık eğitim gelecekte Türkiye'yi bulunduğu noktanın çok daha ötesine taşıyacak insan gücünü yetiştirecek'' dedi.
SETA Başkan Yardımcısı Bekir Gür ise eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesini içeren yasanın sivil aktörlerce yapılmasını önemsediklerini kaydederek, ''1973'teki Milli Eğitim Temel Kanunu, 1981'deki Yüksek Öğretim Yasası'nı ve 28 Şubat sonrası eğitim sistemini düşünecek olursak Türkiye'de eğitim sistemi daha çok askerler tarafından veya bir şekilde askerlerin müdahalesi tarafından yapılan bir alan olagelmiş.
Dolayısıyla Meclis'te bu konuya ilişkin sivil aktörler tarafından bu derece kapsamlı bir yasa yapılması, bizim açımızdan sembolik olarak oldukça önemli'' diye konuştu.
SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas da dünya ile entegrasyonda 12 yıllık eğitimin başlangıç olacağını düşündüğünü söyledi.
Çalıştay, çeşitli oturumlarla bugün sona erecek.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''4+4+4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması'' konulu çalıştayın açılışında konuşan Çelik, gelişen dünyadaki uygulamalarda bireylerin eğitimde kalma süresinin ortalama 11-12 yıl, Türkiye'de ise 6-6,1 yıl arasında olduğunu söyledi.
Eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla eğitimde kalma süresini gelişmiş ülkeler seviyesine taşımayı öngördüklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
''2000 yılında üye olmaya çalıştığımız 27 Avrupa Birliği ülkesi devlet ve hükümet başkanlarının 2010 eğitim hedeflerine bakıldığında 18-65 yaş aralığındaki nüfusun yüzde 85'inin lise mezunu olması var. Buna ulaşamayınca 2010'da revize ettiler ve 2020'de de yüzde 95'e taşıdılar.
Bunun dışında Japonya ve Güney Kore'nin 2025-2030'lu yıllarda çağ nüfusunun tamamının üniversite mezunu olması gibi önemli bir hedef koyduğu dünyada 12 yıllık eğitime geçmemiz hepimizin takdiridir.
Türkiye'de geçmişten beri eğitim süresinin arttırılması gündemde, '12 yıllık eğitime geçişte geç bile kaldık' diyebiliriz.''
12 yıllık eğitimin daha demokratik ve esnek bir yapıyı kazandırmayı amaçladığını anlatan Çelik, kademelendirmede 4+4+4 sisteminin Türkiye'nin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına uygun olması nedeniyle tercih edildiğini belirtti.
OKULLAŞMA ORANI
2002'de okul öncesi okullaşma oranının 10,1 olduğunu, gerekli düzenlemelerle bu oranın yüzde 67'ye taşındığına dikkati çeken Çelik, ''48-66 ay aralığında önceki hedefte olduğu gibi yüzde 100 okullaşmayı kendimize idari sorumluluk olarak aldık.
Yani okul öncesinden vazgeçilmiş gibi bir anlayışa kimse kapılmasın. Yasanın uygulamasıyla ilgili herhangi bir erteleme şu anda gündemde değil, 12 yıllık eğitim gelecekte Türkiye'yi bulunduğu noktanın çok daha ötesine taşıyacak insan gücünü yetiştirecek'' dedi.
SETA Başkan Yardımcısı Bekir Gür ise eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesini içeren yasanın sivil aktörlerce yapılmasını önemsediklerini kaydederek, ''1973'teki Milli Eğitim Temel Kanunu, 1981'deki Yüksek Öğretim Yasası'nı ve 28 Şubat sonrası eğitim sistemini düşünecek olursak Türkiye'de eğitim sistemi daha çok askerler tarafından veya bir şekilde askerlerin müdahalesi tarafından yapılan bir alan olagelmiş.
Dolayısıyla Meclis'te bu konuya ilişkin sivil aktörler tarafından bu derece kapsamlı bir yasa yapılması, bizim açımızdan sembolik olarak oldukça önemli'' diye konuştu.
SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas da dünya ile entegrasyonda 12 yıllık eğitimin başlangıç olacağını düşündüğünü söyledi.
Çalıştay, çeşitli oturumlarla bugün sona erecek.