Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan araştırmaya göre Türkiye'de kadınların yarısı fiziksel şiddete maruz kalırken, her 10 hamile kadından biri bu süreçte şiddetle karşılaşıyor.
'Şimdi ben eşimden, kızımın babasından dayak yedim, o zaman hamileydim. Biliniyordu zaten hamileliğim, 3 aylık hamileydim ben. Dayaktan dolayı çocuk kasıklarıma kadar düşmüş. Düşme tehlikesi çok oldu. Düşürebilirdim de, çocuğumu kaybedebilirdim de...Allah'tan öyle bir şey olmadı. Ondan sonra ben ayrıldım, dayaktan sonra ayrıldım.''
Bu satırlar, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tarafından yaptırılan ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması'na katılan 26 yaşında, boşanma davası süren, bir çocuk sahibi bir kadınına ait. Hayat arkadaşından, tek çocuğunun babasından gördüğü şiddeti anlatıyor.
Araştırma, Türkiye'de fiziksel ve cinsel şiddet gören kadın oranının yüzde 42 olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, her 10 kadından biri hamileliği süresince şiddete maruz kalıyor. Şiddette uğrayan evlenmiş her 4 kadından biri, yaşadığı şiddet sonucunda yaralanıyor. Eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan her 3 kadından biri, yaşamına son vermeyi deniyor. Evli ya da bekar her 5 kadından biri, kendi aileleri, eşlerinin aileleri, akrabaları, okuldan veya iş yerinden kişiler tarafından fiziksel şiddete uğruyor.
Dünya genelinde de farklı bir durum yok. Hala her 3 kadından biri yaşamı boyunca şiddete maruz kalıyor. Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i erkek partnerleri tarafından öldürülüyor. Kanada'da aileye yönelik şiddetin maliyeti, tıbbi bakım ve verim kaybı dahil yılda 1.6 milyar dolara ulaşıyor. ABD'de her 15 saniyede bir kadın, genellikle eşi ya da erkek arkadaşı tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılıyor.
Kadına yönelik şiddete son vermek, şiddet mağdurlarının yanında yer almak, soruna ilişkin farkındalık yaratmak isteyenler, her yıl 25 Kasımda ''Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenliyor.
''KADINA YÖNELİK ŞİDDETE GÖZ YUMMA SESSİZ KALMA'' ÇAĞRISI
Bu yılki etkinlikler kapsamında KSGM, tüm illere farkındalık yaratıcı afiş ve broşürler gönderdi. ''Geleceğimizde kadına yönelik şiddet olmayacak'', ''tüm erkekler olarak kadına karşı şiddet uygulamayacağımıza söz veriyoruz'' sloganlarına yer verilen afiş ve posterlerde ''kadına karşı şiddette son verelim'', ''kadına yönelik şiddet suçtur, göz yumma sessiz kalma'' çağrısı yer alıyor.
Broşürlerde ise şiddet gören kadınların yapabilecekleri, şiddete karşı erkek katılımının sağlanması için gerekenler, Ailenin Korunmasına Dair Kanunu'nda yer alan şiddet uygulayan aile bireyi hakkında alınabilecek tedbirler hakkında bilgi veriliyor.
Sivil toplum örgütleri ise düzenledikleri çeşitli etkinliklerle namus cinayetlerine, taciz ve tecavüzlere, mahkemelerde uygulanan haksız tahrik indirimlerine ''hayır'' diyecek. Kadınlar, ''şiddete uğrayan hemcinslerinin başvurabileceği kurumlar olması, sığınma evlerinin arttırılması, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un etkinleştirilmesi yargının 'erkek yargı' olmaktan çıkmasını'' talep edecek.
Bu kapsamda, Ankara'da Yüksel Caddesi'nde stantlar kurulacak, 25 Kasımda saat 12.00'de Kızılay'da toplanan kadınlar, Yüksel Caddesi'ne yürüyecek.
25 KASIM, MİRABEL KARDEŞLERİN ANISINA
Dominik Cumhuriyeti'nde, Trojillo Diktatörlüğü'ne karşı bir hareketin üyesi olan Mirabel Kardeşlerin, 25 Kasım 1960'da cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz edilerek öldürülmelerinin ardından tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı kampanyalar düzenlendi.
Kolombiya'nın başkenti Bogota'da 1981'de toplanan 1. Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kongresi'nde Mirabel Kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' ilan edildi. Bu kararı benimseyen Birleşmiş Milletlerin 1999 yılında aldığı kararla her yıl 25 Kasım, ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' olarak anılıyor.
'Şimdi ben eşimden, kızımın babasından dayak yedim, o zaman hamileydim. Biliniyordu zaten hamileliğim, 3 aylık hamileydim ben. Dayaktan dolayı çocuk kasıklarıma kadar düşmüş. Düşme tehlikesi çok oldu. Düşürebilirdim de, çocuğumu kaybedebilirdim de...Allah'tan öyle bir şey olmadı. Ondan sonra ben ayrıldım, dayaktan sonra ayrıldım.''
Bu satırlar, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tarafından yaptırılan ''Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması'na katılan 26 yaşında, boşanma davası süren, bir çocuk sahibi bir kadınına ait. Hayat arkadaşından, tek çocuğunun babasından gördüğü şiddeti anlatıyor.
Araştırma, Türkiye'de fiziksel ve cinsel şiddet gören kadın oranının yüzde 42 olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, her 10 kadından biri hamileliği süresince şiddete maruz kalıyor. Şiddette uğrayan evlenmiş her 4 kadından biri, yaşadığı şiddet sonucunda yaralanıyor. Eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalan her 3 kadından biri, yaşamına son vermeyi deniyor. Evli ya da bekar her 5 kadından biri, kendi aileleri, eşlerinin aileleri, akrabaları, okuldan veya iş yerinden kişiler tarafından fiziksel şiddete uğruyor.
Dünya genelinde de farklı bir durum yok. Hala her 3 kadından biri yaşamı boyunca şiddete maruz kalıyor. Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i erkek partnerleri tarafından öldürülüyor. Kanada'da aileye yönelik şiddetin maliyeti, tıbbi bakım ve verim kaybı dahil yılda 1.6 milyar dolara ulaşıyor. ABD'de her 15 saniyede bir kadın, genellikle eşi ya da erkek arkadaşı tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılıyor.
Kadına yönelik şiddete son vermek, şiddet mağdurlarının yanında yer almak, soruna ilişkin farkındalık yaratmak isteyenler, her yıl 25 Kasımda ''Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenliyor.
''KADINA YÖNELİK ŞİDDETE GÖZ YUMMA SESSİZ KALMA'' ÇAĞRISI
Bu yılki etkinlikler kapsamında KSGM, tüm illere farkındalık yaratıcı afiş ve broşürler gönderdi. ''Geleceğimizde kadına yönelik şiddet olmayacak'', ''tüm erkekler olarak kadına karşı şiddet uygulamayacağımıza söz veriyoruz'' sloganlarına yer verilen afiş ve posterlerde ''kadına karşı şiddette son verelim'', ''kadına yönelik şiddet suçtur, göz yumma sessiz kalma'' çağrısı yer alıyor.
Broşürlerde ise şiddet gören kadınların yapabilecekleri, şiddete karşı erkek katılımının sağlanması için gerekenler, Ailenin Korunmasına Dair Kanunu'nda yer alan şiddet uygulayan aile bireyi hakkında alınabilecek tedbirler hakkında bilgi veriliyor.
Sivil toplum örgütleri ise düzenledikleri çeşitli etkinliklerle namus cinayetlerine, taciz ve tecavüzlere, mahkemelerde uygulanan haksız tahrik indirimlerine ''hayır'' diyecek. Kadınlar, ''şiddete uğrayan hemcinslerinin başvurabileceği kurumlar olması, sığınma evlerinin arttırılması, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un etkinleştirilmesi yargının 'erkek yargı' olmaktan çıkmasını'' talep edecek.
Bu kapsamda, Ankara'da Yüksel Caddesi'nde stantlar kurulacak, 25 Kasımda saat 12.00'de Kızılay'da toplanan kadınlar, Yüksel Caddesi'ne yürüyecek.
25 KASIM, MİRABEL KARDEŞLERİN ANISINA
Dominik Cumhuriyeti'nde, Trojillo Diktatörlüğü'ne karşı bir hareketin üyesi olan Mirabel Kardeşlerin, 25 Kasım 1960'da cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz edilerek öldürülmelerinin ardından tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı kampanyalar düzenlendi.
Kolombiya'nın başkenti Bogota'da 1981'de toplanan 1. Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kongresi'nde Mirabel Kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' ilan edildi. Bu kararı benimseyen Birleşmiş Milletlerin 1999 yılında aldığı kararla her yıl 25 Kasım, ''Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü'' olarak anılıyor.