Earl Freyja
Bayan Üye
Başlık, yargısına güvendiğim bir meslektaşımın cümlesi:
- Valla abi, dört buçuktan beşle sınıfı geçtik diyelim. İftihara filan geçemedik tabii
Dün İstanbuldaki 1 Mayıs Bayramını böyle değerlendirdi
Bu da yargısına güvendiğim başka bir arkadaşımın tanıklığı. Tanıdığı bir karıkoca ile telefonda yaptığı kısa bir görüşmenin aktarımı:
- Merhaba, neredesiniz?
- Evdeyiz. Bugün baş başa bir geç kahvaltı yapıyoruz Sen neredesin?
- Bakırköyde, 1 Mayısta
- Ha evet, Bakırköyde yapılıyor bu yıl değil mi İyi iyi yapsınlar tabii. Meydanı AKPye bırakmak var mı?
Arkadaşım hiçbir şöyle söylemeden telefonu kapatmış. Bana anlatırken hıçkırıyor muydu, sessizce sövüp sayıyor muydu anlayamadım
***
Bakırköy Halk Meydanı, o koca alan tıklım tıklım dolmadı. 1 Mayıs 77de, 1 Mayıs 78de Taksimde yarım metrekare boş yer bırakmayanlar, onların çocukları, hatta torunları 1 Mayıs 2016da Bakırköy Halk Pazarı Meydanını dolduramadı.
Düzeltiyorum: Doldurmadı.
Keza 2007nin 14 Nisanında Ankarada, 29 Nisanında İstanbulda, 13 Mayısın da İzmirde alanlara sığmayanlar, bu yıl TOMAsız, biber gazsız, copsuz yani bayramın bayram gibi kutlanabileceği bir 1 Mayıs buluşmasından uzak durmayı yeğlediler.
Yine keza öncelikle emekçilerin bayramında iki emek (?) örgütünden Türk-İş Çanakkalede, Hak-İş Sakaryada 1 Mayıs miting (!) yaptılar. Biri Papua-Yeni Ginede, öteki Grönlandda 1 Mayıs mitingi düzenleselerdi şaşmazdım
Haydi bir keza daha: 1 Mayıs sabahında uyananlar Gaziantepteki IŞİD saldırısını haber aldılar. Zaten kalabalıklar arasında yer alınca bir canlı bomba eyleminin hedefi olmanın haklı korkusuyla yaşanan Türkiyede, 1 Mayıs sabahı Gaziantepten gelen haber, İstanbulda niyetlileri niyetlerinden caydıracak bir etki yapmış olabilir.
***
Nedeni ne olursa olsun, eşyayı adıyla çağıralım:
Kof iyimserliklerin, yürek serinletici gerekçeler sıralamanın âlemi yok. Tablo böyle!..
Bu tabloyu derinlemesine çözümlemek (=analiz etmek) yükümündeyiz.
Demokrasiyi, özgürlükleri savunanların ve AKPnin adım adım otoriterlikten totaliterliğe, oradan da faşizan bir çizgiye evrilişini durdurmayı ödev belleyenlerin bu zorlu çözümlemeyi gecikmeden ve kaçamak gerekçelere sığınmadan becermeleri gerek.
Bense 1 Mayıs 2017de bu yazıyı tekrarlamak istemediğimi söyleyip bu Tırmıkı noktalayacağım
Nokta!..
02.05.2016
Aydın Engin
- Valla abi, dört buçuktan beşle sınıfı geçtik diyelim. İftihara filan geçemedik tabii
Dün İstanbuldaki 1 Mayıs Bayramını böyle değerlendirdi
Bu da yargısına güvendiğim başka bir arkadaşımın tanıklığı. Tanıdığı bir karıkoca ile telefonda yaptığı kısa bir görüşmenin aktarımı:
- Merhaba, neredesiniz?
- Evdeyiz. Bugün baş başa bir geç kahvaltı yapıyoruz Sen neredesin?
- Bakırköyde, 1 Mayısta
- Ha evet, Bakırköyde yapılıyor bu yıl değil mi İyi iyi yapsınlar tabii. Meydanı AKPye bırakmak var mı?
Arkadaşım hiçbir şöyle söylemeden telefonu kapatmış. Bana anlatırken hıçkırıyor muydu, sessizce sövüp sayıyor muydu anlayamadım
***
Bakırköy Halk Meydanı, o koca alan tıklım tıklım dolmadı. 1 Mayıs 77de, 1 Mayıs 78de Taksimde yarım metrekare boş yer bırakmayanlar, onların çocukları, hatta torunları 1 Mayıs 2016da Bakırköy Halk Pazarı Meydanını dolduramadı.
Düzeltiyorum: Doldurmadı.
Keza 2007nin 14 Nisanında Ankarada, 29 Nisanında İstanbulda, 13 Mayısın da İzmirde alanlara sığmayanlar, bu yıl TOMAsız, biber gazsız, copsuz yani bayramın bayram gibi kutlanabileceği bir 1 Mayıs buluşmasından uzak durmayı yeğlediler.
Yine keza öncelikle emekçilerin bayramında iki emek (?) örgütünden Türk-İş Çanakkalede, Hak-İş Sakaryada 1 Mayıs miting (!) yaptılar. Biri Papua-Yeni Ginede, öteki Grönlandda 1 Mayıs mitingi düzenleselerdi şaşmazdım
Haydi bir keza daha: 1 Mayıs sabahında uyananlar Gaziantepteki IŞİD saldırısını haber aldılar. Zaten kalabalıklar arasında yer alınca bir canlı bomba eyleminin hedefi olmanın haklı korkusuyla yaşanan Türkiyede, 1 Mayıs sabahı Gaziantepten gelen haber, İstanbulda niyetlileri niyetlerinden caydıracak bir etki yapmış olabilir.
***
Nedeni ne olursa olsun, eşyayı adıyla çağıralım:
Kof iyimserliklerin, yürek serinletici gerekçeler sıralamanın âlemi yok. Tablo böyle!..
Bu tabloyu derinlemesine çözümlemek (=analiz etmek) yükümündeyiz.
Demokrasiyi, özgürlükleri savunanların ve AKPnin adım adım otoriterlikten totaliterliğe, oradan da faşizan bir çizgiye evrilişini durdurmayı ödev belleyenlerin bu zorlu çözümlemeyi gecikmeden ve kaçamak gerekçelere sığınmadan becermeleri gerek.
Bense 1 Mayıs 2017de bu yazıyı tekrarlamak istemediğimi söyleyip bu Tırmıkı noktalayacağım
Nokta!..
02.05.2016
Aydın Engin