Türk Tarih Müzesi

Mastor

Kayıtlı Üye
Deniz Müzesi

Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesi olan İstanbul Deniz Müzesi, içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biridir. Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 adet eser bulunmaktadır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olan Deniz Müzesi, Türkiye'de kurulan ilk askeri müzedir.

SALTANAT KAYIKLARI

01iu7.jpg


“Sultan Abdülmecit'e ait 7 Çifte Saltanat Kayığı”

Armuz kaplama ve kemanebaş formundadır. 1850 yılında inşa edilmiştir. Dış bordürü yağlıboya çiçek motifleri, iç bordürü ve oturakları, sedefli marketöri ile süslüdür. Baş kasara üzerinde gümüşten yapılmış kanatları açık bir kuş figürü ve önünde altın varaklı alem bulunur. Sultan Abdülmecit devrinde (1839-1861) yapılmış, daha sonra onarılarak II. Abdülhamit (1876-1909) tarafından da kullanılmıştır.
Uzunluk: 24m. Genişlik: 1.75 m.

02qo9.jpg


“Sultan Abdülaziz'e ait 13 Çifte Köşklü Saltanat Kayığı”

Armuz kaplama olup kancabaş formundadır. 1865 yılında yapılmıştır. Dış bordürde yağlıboya stilize yapraklar, kıç tarafta altın varaklı kabartma saltanat armaları ve bitkisel kıvrımlar görülür. Kıç bordanın üzerinde ajurlu bölme, iç bordürde kabartma bitkisel ve geometrik desenler bulunur. Baş kasara üzerinde, kanatları açık bir kartal, kıç tarafta 4 sütunce üzerinde yükselen, köşkün her bir yönünde saltanat armaları bulunur. Sultan Abdülaziz devrinde (1861-1876) kullanılmıştır. Uzunluk: 30.70 m. Genişlik: 2.37 m.

kayik01uz8.jpg


“Sultan Reşat'a ait 10 Çifte Saltanat Kayığı”


Armuz kaplama olup, dikbaş ve hilalkıç formundadır. Tersane-i Amire'de yapılmış olup, Sultan Reşat'ın “Kılıç Alayı” sırasında bindiği kayıktır. Baş kısmında kanatları açık, ağzında inci taşıyan kuş figürü; kıç aynalıkta tuğra bulunur. Sultan Reşat devrinde (1909-1918) kullanılmıştır.
Uzunluk: 18.34 m. Genişlik: 2.45 m.
 
---> Türk Tarih Müzesi

SİLAHLAR

01gi2.jpg


“Kaval Top, 16. yüzyıl”

Yavuz Sultan Selim’in (1512-1520) Mısır Seferi'nde kullandığı darbzen toptur. Topun ağız kısmında Eski Türkçe yazı ile “Sultan Selim Şah İbni Beyazıt Han” yazılıdır.

Namlu uzunluğu : 740 cm
Namlu çapı : 25 cm

02nh9.jpg


“Balta, 18. yüzyıl sonu-19. yüzyıl başları”

Bahriye silahendaz erleri ve itfaiyecilerin kullandıkları baltadır. Ağzı çelikten ve yarım ay şeklinde yapılmıştır. Ahşap sapına pirinçten bilezikler geçirilmiştir.

Yükseklik : 79 cm

03qb2.jpg


“Sultan Abdülaziz'e (1861-1876) ait Yivli-Setli Tüfek”

“Man F.D. By the Providence Tool Co Prov R.I. USA” markalı ve Sultan Abdülaziz tuğralıdır.
Altın yaldızlı mekanizma üzerinde av hayvanları tasvirlenmiştir.

Namlu uzunluğu : 84 cm.
Namlu çapı : 11.5 mm.

04rb0.jpg


Çakmaklı Tabanca, 19. yüzyıl”

Çakmaklı piştovun üzeri mitolojik hayvan ve çiçek kabartmalıdır. Mekanizma üzerinde "Vergnes Marselle" yazılı olup, kaval namlunun üzeri altın varaklı saltanat arması ve krallık tacı ile süslüdür.

Namlu uzunluğu : 32 cm
Namlu çapı : 8 mm

05yw9.jpg


“Yatağan, 19. yüzyıl”

Osman Halil tarafından 1811 yılında yapılmıştır. Namlusu kazıma çiçek motifleriyle, kabzası mercan taşı kakmalarıyla, kını kabartma arabesk motifleriyle süslüdür.

Namlu uzunluğu : 54 cm
Kabza uzunluğu : 16 cm
 
---> Türk Tarih Müzesi

BAHRİYELİ KIYAFETLERİ

01kp6.jpg


“Kaptan Paşa Kıyafeti, 14.-19. yüzyıl”

14. yüzyıldan 1867 yılına kadar kullanılan bu elbise, samur kürklü yeşil kaftandır. Beyaz gömlek üzerine bir iç kaftan giyilir ve kuşak bağlanılır, ayağa sarı yemeni, başa sırma şeritli başlık (kallavi) takılırdı.

02hj7.jpg


“Kalyoncu Kıyafeti, 17.-19. yüzyıl”

17. yüzyıldan 1872 yılına kadar kullanılan bu elbise, işlemeli kısa şalvar ve kısa cepkenden oluşur. İçine beyaz gömlek ve bele şal kuşanır, ayağa kırmızı yemeni, başa fes üzerine sarık dolanırdı.

03la2.jpg


“Paşa Çıplağı Kıyafeti, 18.- 19. yüzyıl”

Küçük Hüseyin Paşa (1792-1803) zamanında istihdam edilen çıplaklar başlarına fes takar ve kırmızı renkli, işlemeli kolsuz cepken, kısa mavi şalvar, ayağa kırmızı yemeni giyerlerdi.

04sf8.jpg


“Silahendaz Zabiti Kıyafeti, 19. yüzyıl”

Bu kıyafetler 1876 yılından 1909 yılına kadar giyilmişti. Başa fes takar, önden çift sıra düğmeli, bele oturan kırmızı ceket ve siyah pantolon giyerlerdi. Bellerinde kılıç kemeri, ayaklarında siyah iskarpin olurdu.
 
---> Türk Tarih Müzesi

SANCAKLAR

01kf9.jpg


“Fetih Suresi İşlemeli Sancak”

Sultan III. Selim tarafından 1789 yılında Bağdat'ta yaptırılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yabancı ülkelere yaptığı deniz seferlerinde kumandan gemisinin grandi ve mizena direklerine takılırdı. Üzerinde "Fetih Suresi" yazan sancak, ipek ve altın simle dokunmuştur.

Boyutlar : 1400x500 cm

02nu2.jpg


“Barbaros Hayrettin Paşa Sancağı”

Barbaros Hızır Hayrettin Paşa'nın Kaptan-ı Derya olduğu dönemde (1534-1546) kullandığı sancaktır. Sancağın zemini kendinden desenli ve yeşil renk ipeklidir. Yazı ve şekiller beyaz ipek kumaşla aplike edilmiştir. Üzerinde "Fetih Suresi", dört İslam halifesinin isimleri, zülfikarlı kılıç (aynı zamanda üçlü teslis), pençe (el şekli) ve altı köşeli yıldız aplikedir.

Boyutlar : 287x200 cm

2503.jpg


“İnebahtı (Lephanto) Muharebesi Sancağı”

Müezzinzade Ali Paşa'nın 1571 yılında İnebahtı Deniz Muharebesi'nde kullandığı sancak, 1964 yılında Papa VI. Paul tarafından Türkiye Cumhuriyeti'ne bir nezaket göstergesi olarak iade edilmiştir. Kırmızı ipek üzerine, yeşil ipekli dokumadan ayet ve sureler aplike edilmiştir.
 
---> Türk Tarih Müzesi

TUĞRALAR ve ARMALAR

23tl8.jpg


“Sultan Abdülaziz (1861-1876) Devrine ait Tuğra”

İki parça ahşaptan oluşan levhanın bordo renk bombeli merkezinde, Sultan Abdülaziz'in tuğrası vardır. Etrafı halat şeklinde bordürle çevrili olup, halat formunun etrafında yüksek kabartma kıvrımlar ve stilize yapraklar bulunur.

Boyutlar : 40x77 cm

02mc3.jpg


“Sultan Abdülhamit (1876-1909) Devrine ait Tuğra”

Oval, bombeli bordo zemin üzerine kabartma altın varaklıdır. Etrafı halat şeklinde kabartma bordürlü olup, üstten fiyonk şeklini almıştır. Sultan II. Abdülhamit’in "El Gazi" tuğrası vardır.

Boyutlar : 92x83 cm

03iq4.jpg


“Zırhlı Orhaniye Fırkateyni'nin Baş Arması”

Yüksek oyma-kabartmalı, sancak, kılıç ve kalkandan oluşan armanın alt kısmında eski Türkçe yazı ile "Orhaniye" yazılıdır. Boyutlar: 220x265 cm

Tipi : Zırhlı Fırkateyn
Yapımcı : R Napier and Son, Glasgow
Tonaj : 6400 t
Boyutlar : 91.4x16.9x7.9 m
Tekne : Sac
Siparişi : 1862
Makine tahriki : Buharlı, 1 şaftlı
Denize indirilişi : 26.6.1865
Hizmete Girişi : 1866
Hizmetten çıkışı : 1909

04xo7.jpg


“Ertuğrul Yatı'na ait Arma”

Yekpare oymalı sancak, mızrak, balta, tabanca, top, kılıç, adalet terazisi, kornodan oluşan armanın üzerinde Sultan Reşat’ın (1909-1918) tuğrası vardır.
Boyutlar: 27x45 cm

Tipi : Yat
Yapımcı : Armstrong, Mitchell and Co, Newcastle-upon-Tyne
Tonaj : 900 t
Boyutlar : 79.2x8.3x3.5 m
Tekne : Çelik
Makine tahriki : Buharlı, 2 şaftlı
Denize indirilişi : 1903
Hizmete Girişi : 1904
Hizmetten çıkışı : 1937
 
---> Türk Tarih Müzesi

SEYİR ALETLERİ

agn7.jpg


“Yalpa Müşiri”

Fethi Bülend Korveti'ne aittir. 1892 yılında Osmanlı Bahriyesi'nde üretilmiştir. Pirinç göstergesinin üzerinde eski Türkçe ile "Fethi Bülend" yazılıdır. Geminin yalpa açısını gösteren alettir.

Boyutlar : 50x32 cm

bpf0.jpg


“Pusula”

1900 yılında Tersane-i Amire'de Mülazım İhsan Efendi tarafından yapılmıştır. Ahşap kutu içinde olup, pusula kartı kağıttandır. Yön gösteren, optik seyir aletidir.

Boyutlar :33x33x22.5 cm

cug1.jpg


“Kronometre”

Peyki Şeref Korveti'nin kronometresi, 19. yüzyıl sonuna aittir. Kadranı sedefli olup, içinde ve kutusunda eski Türkçe ile "Peyki Şeref" yazılıdır. Ahşap kutusu, ajurlu metal süslemelidir. Hata etkenleri en aza indirilmiş, hassas saattir.


Boyutlar : 18x18x20 cm

dhd3.jpg


“Torpido Dayrektörü”

Torpidoları geminin hedef, rota ve süratine göre ayarlamakta kullanılan bir nişan aletidir.

Daire çapı: 21 cm, kol uzunluğu: 50 cm
 
---> Türk Tarih Müzesi

KADIRGA

01pl0.jpg


“Sultan Avcı Mehmet’e ait 24 Çifte Kürekli Tarihi Kadırga”

Armuz kaplama olup kemanebaş, karpuzkıç formundadır. Teknenin baş tarafında varaklı oyma kabartma yıldız, hilal, güneş üçlüsü, stilize yaprak ve çiçekler bulunur. Baş kısmı mahmuz şeklinde ileriye doğru uzanır. Bursa kemerli sütunceler üzerine oturan köşkün etrafı ajurlu korkulukla çevrelenmiş, üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Köşkün tonoz örtüsünün iç ve dışı geometrik desenli sedef, bağa ve yarı değerli taşlarla bezelidir. Köşkün içinde gümüş levhalar, sedef oymalı beyit, geometrik ve stilize çiçek kompozisyonları bulunur. Tekne iki direkli olup, 24 çifte küreklidir. Her bir küreği 3 kişi (toplam 144 kürekçi) tarafından çekilmektedir. Osmanlı sultanlarının yakın sularda kullandıkları bir teknedir. Sultan Avcı IV. Mehmet (8 Ağustos 1648-8 Kasım 1687) devrinde kullanıldığı bilinen kadırga hakkında devam eden araştırmalar, teknenin 17. yüzyıldan önceye tarihlendirilebileceğini göstermektedir. Dünyada orjinal olarak varolan tek kadırgadır.

Uzunluk: 40m

Genişlik: 5.70m
 
---> Türk Tarih Müzesi

HARİTALAR ve PORTOLANLAR

01uy0.jpg


“Akdeniz Haritası”

1461 yılında Trablusgarp’ta Mürsiyeli İbrahim tarafından ceylan derisi üzerine yapılmış Akdeniz haritasıdır. Seyir hizmeti görecek şekilde tasarlanmış Akdeniz, Ege ve Karadeniz’in tümü ile Batı Avrupa kıyıları ve İngiliz Adalarını içerir. Bu alan yaklaşık 27 derece - 54 derece kuzey enlem, 12 derece batı, 42 derece doğu boylam daireleri arasında kalır.

1:6.200.000 ölçeğindedir.

Boyutlar : 53x89cm

02dr9.jpg


“Türk İmparatorluğu Haritası”

1626 yılında yapılmış, renkli gravür, Osmanlı İmparatorluğu ve Pers Krallığı haritasıdır. İngilizce olarak hazırlanmış haritanın üst kısmında Magosa, Şam, İstanbul, Kudüs ve İskenderiye kentlerinin planları, yan taraflarında ise Grek, Mısır, Arap ve Perslerin giysileri gösterilmektedir.

Boyutlar : 40x54cm

03lx8.jpg


“Basra Körfezi'nden Bağdat'a”

1865 yılında Bahriye Mektebi'nde renkli olarak basılmış haritadır. Sultan Abdülaziz (1861-1876) tuğralı olup, 10 saat Osmanlı ölçeğinde, Harbiye Mektebi Hocası Ali Bey tarafından çizilmiştir.

Boyutlar : 55x134 cm
 
---> Türk Tarih Müzesi

EL YAZMALARI

aak7.jpg


“Takuyyiddin Mehmet Efendi'ye ait Astronomi Konulu El Yazması”

1719 yılında çini mürekkebiyle yazılmış, toprak boyayla resimlenmiştir. Bez ciltli yazmanın ön ve arka kapakları hareli ebru baskıdır.

Boyutlar: 20x14.5x2 cm, 150 yaprak

boi3.jpg


“Kitab-ı Bahriye”

16. yüzyılda Gelibolulu Amiral Piri Reis tarafından yazılarak Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmuş yazmanın, aynı yüzyılda yapılmış kopyasıdır. Aharlı kağıt üzerine, Harekeli Nesih'le yazılmış kırmızı deri ciltli portolanın içinde çok sayıda resim ve harita bulunmaktadır.

Boyutlar: 31.5x21x3,5 cm, 434 yaprak

caq2.jpg


“Direkbaşı Kur'an-ı Kerim”

Sultan Abdülaziz’in 1875 yılında Zırhlı Mesudiye Fırkateyni'ne, geminin ana direğine asılmak üzere, hediye ettiği Kur'an-ı Kerim’dir. Hint Abadisi (ipek kağıt) üzerine Gubari yazı ile yazılmış ve tezhiplenmiştir.

Boyutlar: 463x10 cm
 
---> Türk Tarih Müzesi

TABLOLAR

01wd2.jpg


“Karadeniz Boğazında Tahlisiyeciler, 19. yüzyıl”

Ressam : I. Konstantinoviç AIVASOVSKY, 1874
Teknik : Yağlıboya

Boyutlar : 115x140 cm

02fe2.jpg


“Preveze Deniz Muharebesi”

Ressam : Ohannes Umed BEHZAD, 1866
Teknik : Yağlıboya

Boyutlar : 125x200cm

03mq2.jpg


“Türk Donanması Manevra Sırasında”

Ressam : Tahsin Bey
Teknik : Yağlıboya

Boyutlar : 88x129 cm

04wc1.jpg


“Osmanlı Donanması Savaş Gemileri, 1910”

Ressam : Bilinmiyor
Teknik : Gravür

Boyutlar : 54x73 cm
 
---> Türk Tarih Müzesi

Çadırlar

Osmanlılar, savaşlarda saray teşkilatından devlet idaresi birimlerine, günlük yaşamda ise mesire ve eğlencelerde, adalet sisteminde ve sağlık ihtiyaçlarında çadırdan yararlanmışlardır. Başta padişahın çadır grubu olmak üzere vezir ve paşaların çadırlarında saray ve konaklarındaki her türlü hizmetin çeşitli bölümlerden oluşan bir bütün içinde başarı ile yürütülmesi sağlanırken seferlerde çadırlardan bir saray dahi oluşturulmuştur.

Savaşlarda askerî birlik ve yardımcı kuruluşların barınma gereksinmelerini sağlayan çadırlardan başka mescit, hastane, hazine, erzak, mutfak, hamam, tuvalet, ahır gibi ihtiyaçları karşılayan çadırların yanı sıra idamların gerçekleştirildiği idam çadırları da kullanılmaktaydı.

cadirlar_galerisi_obje1.jpg


Çift Direkli Çadır

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:XVII. yüzyıl ikinci yarısıDış yüzü yeşil renk pamuklu kumaştan, iç yüzü kırmızı renk pamuklu kumaştan yapılmıştır.

cadirlar_galerisi_obje2.jpg


Tek Direkli Çadır

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:1886Sultan II. Abdülhamit adına yaptırılmıştır. Çadırın her iki yüzünde yeşil renk ipek tafta ve saten kumaş kullanılmıştır.

album_cadir6.jpg


Tek Direkli Çadır

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:17-18.yy.

Osmanlı çadırları taşıyıcı sistemine göre toprak ev, kara çadır, tek direkli çadır, iki veya üç direkli çadır, şemsiye biçiminde çadır ve sayebanolarak gruplanırken padişaha ait iki veya çok direkli taşıyıcı sistemine sahip olan Otağı Hümayun gerek boyutları ve süslemeleri gerekse fonksiyonu bakımından başlı başına bir grubu oluşturmaktadır. Sadrazam çadırları ise Otağı Asafi olarak isimlendirilmiştir.

Otağı Hümayunu, ilk olarak zukakolarak isimlendirilen tekstilden âdeta bir sur duvarı ve bunun dışında ise ordu birliklerinin çadırları çevrelemekteydi. Ortada ise yol olarak kullanılan dar bir açıklık bırakılırdı. Padişah otağının arkasında galeriler ile bağlantının sağlandığı Divan çadırı ile Hazine-i Hümayun çadırları bulunuyordu. Ön tarafta ise leylek veya leylak olarak isimlendirilen, idamların infaz edildiği, dört yanı açık şekilde ahşap direklerden oluşan çadır kurulmaktaydı.

cadirlar_galerisi_obje3.jpg


Çadır Alemi

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:XIX. yüzyılSarı madenden yapılmış olan çadır aleminin tepeliği 12 kollu bir yıldız ve hilalden oluşmaktadır.

cadirlar_galerisi_obje4.jpg


Çadır Direği Parçası

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:XIX. yüzyılAhşap direk sarmal formda olup lake, alçak kabartma ve kazıma teknikleri kullanılmıştır.

cadirlar_galerisi_obje5.jpg


Çadır Direği Manşonu

Milliyeti:Osmanlı

Dönemi:XIX. yüzyılÇadır direk parçalarını birleştiren madeni manşon. Sarmal formlu olup kazıma ve alçak kabartma teknikleri kullanılmıştır.

Bütünüyle birer sanat eseri olan otağlar ihtişamlı dış görüntüleri yanında mükemmel bir süsleme programına sahiptirler. Çadırın iç zeminine zevkli ve uyumlu motiflerle bezenmiş yer yaygıları, ipekli ve desenli kalın canfes kumaşlar ile birer sanat eseri niteliğinde halılar döşenmekte, oturmak için işlemeli yastıklar ve minderlere sahip sedirler kullanılarak iç mekânın rahat ve konforlu olması sağlanmaktadır. Otağlarda en çok kırmızı renk kullanılmıştır. Çadırların dış yüzünde dayanıklı kumaşlar, iç yüzde özellikle süslemelerde atlas ve benzer ipekli kumaşlar tercih edilmiştir.
 
---> Türk Tarih Müzesi

KIYAFETLER

Osmanlı Devleti’nde Yeniçeri Ocağının kurulması ile birlikte, orduda görev yapan kişilerin ayrı bir kıyafet giymeleri kabul edilmiştir. Başlangıçta kıyafet tespitinde, elbiseden çok başlıklara önem verilmiş ve askeri, barışta halktan, savaşta düşmandan ayırmaya yarayacak başlıklar kullanılmıştır. Ülke genişleyip asker sayısı arttıkça yeni kurulan her sınıf ve yöre için farklı başlık ve kıyafetler giydirilmiştir.

album_kiyafetler1.jpg


Serasker Hüseyin Avni Paşa'nın Setresi

Milliyeti : Osmanlı
Dönemi : 19.yüzyıl sonu
Kime Ait Olduğu : Hüseyin Avni Paşa

Serasker Hüseyin Avni Paşa (1820-1876)
1820 yılında Isparta'da doğmuştur. 1848'de Harbiyeden kurmay yüzbaşı olarak mezun olmuş, Kırım Savaşı'nda görev almıştır. Kurmay Başkanlığı, Mekteb-i Harbiye-i Şahane Nazırlığı ve Serasker Kaymakamlığından sonra 1867 yılında Girit'te kumandan iken adanın valiliğine getirilmiştir. 1868'de seraskerlik görevine yeniden getirilmiştir. Mahmut Nedim Paşa'nın sadrazamlığı sırasında görevinden alınarak sürgün edilmiştir. Daha sonra Aydın Valisi ve Bahriye Nazırı olmuş, 1873 yılında tekrar seraskerlik makamına getirilmiştir. 1874 yılında sadrazam olmuştur. 14 ay sonra görevinden azledilerek valilik görevleri yapmıştır. Dördüncü defa seraskerlik görevi verildiğinde yenilik taraftarlarıyla birleşerek, 30 Mayıs 1876'da şahsen kin duyduğu Sultan Abdülaziz'i, üç arkadaşı Sadrazam Rüştü Paşa, Şûrayı Devlet Reisi Mithat Paşa ve Şeyhülislam Hayrullah Efendi ile beraber tahttan indirmiştir. Taht değişikliğinden sonra Meşrutiyet taraftarları ile fikir ayrılığına düşmüştür. Sultan Murat'ın tahtta bulunduğu sırada kendisi seraskerlikte kalmıştır. 15 Haziran 1876 tarihinde Sultan Abdülaziz'in kayınbiraderi ve taraftarı olan Kurmay Binbaşı Çerkez Hasan Bey tarafından öldürülmüştür.

album_kiyafetler2.jpg


Enver Paşa'nın Üniforması

Milliyeti : Osmanlı
Dönemi : 19. yüzyıl sonu
Kime Ait Olduğu : Enver Paşa

Enver Paşa (1881-1922)

Osmanlı asker ve siyaset adamıdır. İttihat ve Terakkinin önderlerindendir ve Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordularının başkomutanlığını yapmıştır. 4 Ağustos 1922'de Tacikistan'ın Belcivan kenti yakınlarında ölmüştür.

album_kiyafetler3.jpg


Kâzım Karabekir'in Üniforması

Milliyeti : Türk
Dönemi : 20.yüzyıl
Kime Ait Olduğu : Kazım Karabekir

Kâzım Karabekir (1882-1948)

1882 yılında İstanbul'da doğmuştur. Fatih Askerî Rüştiyesini, Kuleli Askerî İdadisini, Harbiye ve Erkânıharp Okullarını bitirmiştir. 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak Manastır'a tayin edilmiş, orada Enver Paşa ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyetinin Manastır Şubesini kurmuştur. 31 Mart Hareketi'ni bastırmak üzere İstanbul'a gelen Hareket Ordusunda tümen kurmay başkanlığı görevi yapmıştır. İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra tamamen askerî görevine dönmüştür. Arnavutluk ayaklanmasının bastırılmasında, Balkan Savaşı ve Edirne savunmasında yararlılıklar göstermiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda İran'da ve doğudaki harekâtlara katılmıştır. Daha sonra 14'üncü Tümen Komutanlığına getirilmiş ve Tümeni ile birlikte Çanakkale Cephesi'ne gönderilmiştir. Burada kazandığı başarılar üzerine 1915 yılında albaylığa terfi ettirilmiştir. Irak'ta İngiliz kuvvetlerine karşı çarpışmıştır. 1918 yılında Erzincan ve Erzurum'u Ermenilerden, ardından Kars, Sarıkamış, Gümrü Kaleleri ve Karaköse'yi Ruslardan kurtarması nedeniyle tuğgeneralliğe terfi ettirilmiştir. Mondros Mütarekesi'nin ardından Sadrazamın Genelkurmay Başkanlığı teklifini reddederek Anadolu'da görev almıştır. Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynamıştır. Haziran 1920'de Doğu Cephesi Komutanlığına getirilmiş, Ankara Hükûmeti adına Ermenilerle Gümrü Anlaşması'nı imzalamıştır. Kars'ın alınmasından sonra korgeneralliğe yükselmiştir. Kars Anlaşması görüşmelerinde Heyet Başkanı olmuştur. Çok partili hayata geçişte İstanbul milletvekili olarak arkadaşlarıyla birlikte ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurmuştur. 1938-1946 yılları arası TBMM'de İstanbul milletvekili olarak yer almıştır. 1946'da TBMM Başkanı seçilmiş, bu görevi sırasında 1948 yılında vefat etmiştir. General Kâzım Karabekir'in özellikle Kafkas Cephesi'ndeki savaşlarda gösterdiği üstün sevk, idare ve kahramanlığı harp tarihinde seçkin bir yer almasını sağlamıştır. Askerlik ve harp tarihine dair basılmış 44 eseri vardır.

album_kiyafetler4.jpg


Demirci Mehmet Efe'nin Kıyafeti

Milliyeti : Osmanlı
Dönemi : 19.yüzyıl
Kime Ait Olduğu : Demirci Mehmet Efe

Demirci Mehmet Efe (1885-1959)

Nazilli'nin Pirlibey köyünde doğmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında bir Ermeni subayının davranışına kızıp askerden kaçmış ve dağa çıkarak efe olmuştur. Ödemiş, Denizli ve Aydın çevresinde adını duyurmuştur. 15 Mayıs 1919'da Yunanların İzmir'e çıkması üzerine direnişçilerin saflarına katılmıştır. 10 Temmuz 1919'da Umurlu'da Bnb. İsmail Hakkı Bey' in komutasına girmiştir. Yunanlara karşı yapılan baskınlarda yararlıklar gösterdiğinden Kuvayımilliye'nin Köşk Cephesi Komutanlığına getirilmiştir. Ancak Kuvayımilliye karargâhının Köşk'ten taşınmasından sonra başına buyruk davranmaya başlamıştır. 10 Kasım 1920'de kurulan Güney Cephesi Komutanlığına Refet Bey (Bele)'in atanmasından sonra Kuvayımilliye ile düzenli ordu arasındaki çekişmede ne Çerkez Ethem'in ne de Refet Bey'in düzenli orduya katılma çağrısını kabul etmiştir. Bunun üzerine Refet Bey bir baskın düzenleyerek Demirci'nin güçlerini dağıtmıştır. Daha sonra, Ankara Hükûmeti kendisine haber göndererek ulusal görevini yaptığını, artık dinlenmeye çekilmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu isteğe uyan Demirci köyüne çekilerek ölene kadar orada yaşamıştır.

album_kiyafetler5.jpg


Ahçı Ustası Kıyafeti

Bu kıyafetler genelde vezirler ve üst rütbeli subaylar için iç çamaşırı üzerine entari, kaftan ve en üstte de cüppe şeklinde bir giysiden oluşmaktaydı. Kaftanın üzerinden ve altından bele kuşak sarılır, altta ise çakşırdenilen bir cins şalvar bulunurdu. Küçük rütbeli subaylar ise benzer kıyafetleri cüppesiz olarak giyerlerdi. Ancak bele sarılan bu kuşaklar ve içinde taşınan silahların cinsi, boyu ve süslemeleri sınıf ve rütbeye göre değişirdi. Subaylar sarı, erler kırmızı renk ayakkabı giyerlerdi. Ökçesiz yemeni türünde olan bu ayakkabıların konçlu tipte olanları da vardı. Süvariler ise çizme giyerlerdi.

album_kiyafetler6.jpg


Çanakkale Savaşında Alayı ile birlikte şehit düşen 57.Alay Komutanı Yb.Hüseyin Avni Bey'in Üniforması

album_kiyafetler7.jpg


II.Abdülhamid Dönemi

Maiyet-i Seniye Süvari Neferi Ceketi

album_kiyafetler8.jpg


II.Abdülhamid Dönemi

Yaveran-ı Şehr-Yariden Dragon (Jandarma) Büyük üniforması

album_kiyafetler9.jpg


Setre (Osmanlı) 19.yy

1868-1876 tarihleri arasında serasker ve sadrazam olarak görev yapmış olan Hüseyin Avni Paşa'ya aittir.

album_kiyafetler10.jpg


Sultan Abdülaziz Dönemi Piyade Eri Pelerini

III. Selim (1789-1807)’den itibaren gerçekleştirilen yenileşme hareketleri içinde askerî kıyafetlerde de değişiklikler olmuştur. Bu dönemde kurulan Nizamı Cedit askerlerine, sıkmadenilen dar parçalı, üstü bol pantolonlar ve uzun mintanlar giydirilmiştir.
II. Mahmut (1784-1839) Döneminde tamamen Avrupa devletlerindekine benzer kıyafetler esas alınarak vücuda oturan bir ceket, topuklara kadar inen geniş bir pantolon ve potin giyilmesi kabul edilmiştir. Kavuk taşıma zorunluluğu kaldırılarak asker ve memurlar için başlık olarak fes kabul edilmiştir.
1909 yılında Elbise-i Askeriye Nizamnamesi yayımlanmıştır. Bu nizamname ile subaylar için haki renkte şayak kumaştan sınıf renginde devrik yakalı ceket ve pantolondan oluşan üniformalar, erler için ise aynı renkte aba kumaştan düz yakalı ceket ve pantolondan oluşan üniformalar kabul edilmiştir.
Türk ordusu bu kıyafet düzeni içinde İstiklal Savaşı'na girmişse de savaş yıllarında bu kıyafetler tedricen terk edilmiştir. Millî Mücadele'nin başlangıcında henüz düzenli kuvvetler oluşmadan önce subaylar, bir süre çeşitli kıyafetler üzerine kuzu derisinden yapılmış kalpaklar giyerek Kuvva-i Milliye ve çete faaliyetlerine katılmışlardır.
Cumhuriyet devrinin ilk kıyafet kararnamesi 1924 yılında yayımlanmıştır. Bu kararnameye göre kalpak tamamen kaldırılmıştır. 1925 yılında ise hâlen kullanılmakta olan siperlikli şapka biçimi esas alınmıştır.
 
---> Türk Tarih Müzesi

Yazıtlarımız

1mg1.jpg


Kül Tigin Yazıtı

2sv0.jpg


Bilge Kağan Yazıtı

3yi3.jpg


Küll Tigin Yazıtı

4fa7.jpg


Tonyukuk Yazıtı

5ey5.jpg


Tonyukuk Külliyesi

6ww8.jpg


Karabalgasun Yazıtı

7qm5.jpg


Bugut Yazıtı

8ol0.jpg


Kurganlar

9ob3.jpg


Köl İç Çor Yazıtı

10fr0.jpg


Elegeş Yazıtı

11lp9.jpg


Bugut Anıtı
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst