'hayaL
Bayan Üye
---> Sünneti yaşayalım
Seyyidü'l İstiğfâr (İstiğfâr'ın En Üstünü)
Peygamberimiz buyurmuştur ki:
"Seyyidü'l istiğfâr (istiğfâr dualarının efendisi, üstünü, faziletlisi) şöyle demendir:
اللَّهُمَّ أنْتَ رَبِّى لاَ إلَهَ إلاَّ أنْتَ خَلَقْتَنِى وَأنَا عَبْدُكَ
وأنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ
أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأبُوءُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى
فَإنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ
Okunuşu
Allâhümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halagtenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me'stetağtü. Eûzü bike min şerri mâ sana'tü.
Ebû-u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû-u bi-zenbî, fa'firlî zünûbî, fe innehû lâ yağfiru'z zünûbe illâ ente.
Anlamı:
"Allah'ım! Benim Rabbim Sensin. Sen'den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiği kadar ezelde Sana verdiğim ahd ve va'd üzereyim. İşlediğim günahların şerrinden Sana sığınırım. Bana ihsan ettiğin nimetlerini itiraf ederim, günahımı da itiraf ederim. Beni mağfiret eyle (bağışla), Şüphesiz günahları Senden başkası mağfiret edemez!"
(Buhâri, Deavât)
Peygamberimiz buyurdu:
"Bu seyyidü'l istiğfâr duasını her kim kalbiyle sevap ve faziletine kesin inanarak gündüz okur da o gün akşama girmeden önce ölürse, o kimse cennet ehlindendir. Her kim de sevap ve faziletine kesin inanarak bunu geceleyin okur da sabaha girmeden önce ölürse, o kimse de cenet ehlindendir."
(Buhâri, Deavât)
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri vakit Allah'ı hatırlayarak hemen günahları için bağışlanma dileyenlerdir (istiğfâr edenlerdir). Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlar ki? Bir de işledikleri (günah) üzerinde bilip durdukları halde ısrar etmeyenlerdir."
(Âl-i İmrân: 135)
"Dedim ki: 'Rabbinizden mağfiret dileyin (istiğfâr edin); çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (mağfiret dileyin ki) üzerinize bol bol yağmur indirsin. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.'"
(Nûh: 10-12)
Şa'bî'nin rivâyetine göre, Hz. Ömer bir gün yağmur duasına çıkmış devamlı sûrette istiğfâr etmiştir ('Estağfirullah' demiştir). Bu kelimeye başka birşey ilave etmemiştir.
Bunun sebebi sorulduğunda, Nûh: 10-12 ayetleri okumuştur. *
Hasan Basrî'den şöyle rivâyet edilmiştir:
Bir adam kendisine gelip kıtlıktan şikayet etmişti; ona istiğfâr etmesini tavsiye etti. Diğer birisi fakirlikten şikayet etmişti. Ona da istiğfâr tavsiyesinde bulundu. Başka biri geldi, zürriyetinin azlığından şikayet etti; bir başkası toprağının az mahsul verdiğini söyledi. Her birine yine istiğfâr etmelerini tavsiye etti. Rubeyy b. Sabîh dedi ki:
Sana farklı adamlar gelip çerşitli şikayetlerde bulundular. Sen hepsine aynı öğüdü verdin.
Bunun üzerine Hasan Basrî, Nûh: 10-12 ayetlerini okudu.
(Medârik Tefsiri, Ebû'l Berekât en-Nesefî, C: 4, Sh: 433)
* Öyle zamanlar oluyor ki, kuraklıktan insanlar biçare düşüyor, değil istiğfâr yada yağmur duası; hatimler indiriyorlar yine de Allah, o insanlara yağmur vermiyor!
İnsan, bunu düşünmeli ve nedenini kendisinde aramalıdır!
Peygamberimiz buyurmuştur ki:
"Seyyidü'l istiğfâr (istiğfâr dualarının efendisi, üstünü, faziletlisi) şöyle demendir:
اللَّهُمَّ أنْتَ رَبِّى لاَ إلَهَ إلاَّ أنْتَ خَلَقْتَنِى وَأنَا عَبْدُكَ
وأنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ
أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأبُوءُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى
فَإنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ
Okunuşu
Allâhümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halagtenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me'stetağtü. Eûzü bike min şerri mâ sana'tü.
Ebû-u leke bi-ni'metike aleyye ve ebû-u bi-zenbî, fa'firlî zünûbî, fe innehû lâ yağfiru'z zünûbe illâ ente.
Anlamı:
"Allah'ım! Benim Rabbim Sensin. Sen'den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiği kadar ezelde Sana verdiğim ahd ve va'd üzereyim. İşlediğim günahların şerrinden Sana sığınırım. Bana ihsan ettiğin nimetlerini itiraf ederim, günahımı da itiraf ederim. Beni mağfiret eyle (bağışla), Şüphesiz günahları Senden başkası mağfiret edemez!"
(Buhâri, Deavât)
Peygamberimiz buyurdu:
"Bu seyyidü'l istiğfâr duasını her kim kalbiyle sevap ve faziletine kesin inanarak gündüz okur da o gün akşama girmeden önce ölürse, o kimse cennet ehlindendir. Her kim de sevap ve faziletine kesin inanarak bunu geceleyin okur da sabaha girmeden önce ölürse, o kimse de cenet ehlindendir."
(Buhâri, Deavât)
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri vakit Allah'ı hatırlayarak hemen günahları için bağışlanma dileyenlerdir (istiğfâr edenlerdir). Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlar ki? Bir de işledikleri (günah) üzerinde bilip durdukları halde ısrar etmeyenlerdir."
(Âl-i İmrân: 135)
"Dedim ki: 'Rabbinizden mağfiret dileyin (istiğfâr edin); çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (mağfiret dileyin ki) üzerinize bol bol yağmur indirsin. Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.'"
(Nûh: 10-12)
Şa'bî'nin rivâyetine göre, Hz. Ömer bir gün yağmur duasına çıkmış devamlı sûrette istiğfâr etmiştir ('Estağfirullah' demiştir). Bu kelimeye başka birşey ilave etmemiştir.
Bunun sebebi sorulduğunda, Nûh: 10-12 ayetleri okumuştur. *
Hasan Basrî'den şöyle rivâyet edilmiştir:
Bir adam kendisine gelip kıtlıktan şikayet etmişti; ona istiğfâr etmesini tavsiye etti. Diğer birisi fakirlikten şikayet etmişti. Ona da istiğfâr tavsiyesinde bulundu. Başka biri geldi, zürriyetinin azlığından şikayet etti; bir başkası toprağının az mahsul verdiğini söyledi. Her birine yine istiğfâr etmelerini tavsiye etti. Rubeyy b. Sabîh dedi ki:
Sana farklı adamlar gelip çerşitli şikayetlerde bulundular. Sen hepsine aynı öğüdü verdin.
Bunun üzerine Hasan Basrî, Nûh: 10-12 ayetlerini okudu.
(Medârik Tefsiri, Ebû'l Berekât en-Nesefî, C: 4, Sh: 433)
* Öyle zamanlar oluyor ki, kuraklıktan insanlar biçare düşüyor, değil istiğfâr yada yağmur duası; hatimler indiriyorlar yine de Allah, o insanlara yağmur vermiyor!
İnsan, bunu düşünmeli ve nedenini kendisinde aramalıdır!