cahililiye dönemi özelliklerinden olan asabiyet anlayışı Peygamberimiz ve ilk iki halife döneminde toplumdaki etkisini kaybetti. Ancak Hz. Osmanın halife olmasıyla bu anlayış yeniden ortaya çıktı. Haşimioğulları - Ümeyyeoğulları arasında cahiliye döneminden beri bir üstünlük kurma mücadelesi vardı. Bu iki kabile arasındaki rekabet hilafet noktasında Hz. Osman mı yoksa Hz. Ali mi diye tekrar sorun oldu. Her iki tarafta kendi soylarına mensup olmayanın halifeliğini kabul etmeyeceklerini söylemişlerdi. Hz. Osmanın halife olması Ümeyyeoğulları için yeni bir fırsat olmuş ve bu sayede tekrar siyasi alanda güç elde ettiler. Hz. Osmanın hilafetinin ilk altı yılından sonra ortaya çıkan fitne olayları, Ümeyyeoğullarının hâkimiyetinden rahatsız olanların desteklediği ve zaman zaman dinden beslenen bir hareket olarak ortaya çıktı.
Hz. Osmanın hilafete gelmesiyle birlikte askeri ve idari birçok karar alınmıştır. Alınan bu karalar bazen tasvip edilmiş bazen de şiddetle eleştirilmiştir. Zira eleştirilen kararlarının başında Mısır, Kûfe, Basra gibi önemli eyaletlerin idaresine ve askeri mevkilerine görevlendirme yaparken yakın akrabalarını gözetmesi geliyor. Hz. Osman Kûfe valisi Sad b. Ebî Vakkâsı azledip yerine anne bir kardeşi Velid b. Ukbeyi, Mısır valisi Amr b. el-Âsın yerine sütkardeşi Abdullah b. Sad b. Ebî Serhi görevlendirmiş, kısa bir süre sonrada Ebû Mûsâ el-Eşarîyi görevden alarak dayısının oğlu Abdullah b. Âmiri Basra valiliğine tayin etmiştir. Hz. Osman, önemli eyaletlere yakın akrabalarını tayin etmekle birlikte sadece Şam valisi olan Muaviyeye dokunmadı zira Muaviye zaten Emevi ailesindendi. Siyasi ve askeri tüm önemli noktalara yakın akrabalarını tayin eden Hz. Osman sadece bununla kalmamış aynı zamanda Devlet kâtipliği görevine de yine yakın akrabası olan Mervan b. Hakemi tayin etmiştir. Böylece Ümeyyeoğulları siyasi ve askeri nüfuzu tamamen ele geçirdiler.
Hz. Osmanın eleştirilen uygulamaları sadece siyasi ve askeri mevkilere yakın akrabalarını tayin etmesi değildir. Aynı zamanda onlara bir takım ekonomik ayrıcalıklar da tanınması bu eleştirilerde önemli oldu. Zira kendisi daha önce ceza olarak Medineden çıkarılan ve Taife gönderilen amcası Hakemin Medineye dönmesine izin vermiş ve kendisine ekonomik olarak iyi bir ücret tahsis etmekle birlikte, oğluna da Fedek arazisini vermekte bir sakınca görmemiştir. Hz Osmanın yakın akrabalarına verdiği ekonomik imtiyazların içerisinde en fazla tartışılan şüphesiz İfrikıyye ganimetleri oldu.
Hz. Osmanın muhalifleri tarafından şiddetle eleştirilmesine neden olan sebeplerin en önemlisi tayin ettiği siyasi görevlilerin uygulamalarıdır. Zira her ne kadar idareciler eleştirilse de neticede kendilerini görevlendiren yetkilinin Hz. Osman olması hasebiyle eleştiri okları kendilerinden ziyade Hz. Osmana yöneltilmiştir. Kûfede Velid b. Ukbenin icraatları ve söylemleri, Mısırda Mısırı fetheden Amr b. el-Âsı valilik görevinden alınarak yerine Abdullah b. Sadın görevlendirilmesinin neden olduğu karışıklıklar Hz. Osmana karşı yürütülen muhalefetin başlangıcı olarak benimsenmiştir.
Şüphesiz Hz. Osmanın hilafetinde ortaya çıkan kargaşanın ana sebebi cahiliye döneminden kalma olan kabile asabiyetçiliğidir. Zira kabile asabiyetçiliği İslamla birlikte arka planda kalan Emevî- Haşimî mücadelesinin yeniden ortaya çıkmasına neden oldu. Hz. Muhammedin nübüvvetiyle birlikte rafa kalkan Emevî-Haşimî rekabeti özellikle ilk iki halifenin Teym ve Adî kabilelerine mensup olmaları hasebiyle geri planda kaldı. Hz. Osmanın halife seçilmesiyle iktidara gelen Ümeyyeoğulları ile muhalefette kalan Haşimoğulları karşı karşıya geldi. Özellikle Ümeyyeoğullarının uygulamalarından rahatsız olan muhalif kesimin,onların karşısında yegâne güç olarak Haşimoğullarını görmeleri ve onları desteklemeleri sonucunda Müslümanlar Emevî ve Haşimî taraftarları şeklinde ayrılmışlardır. Böylece Emevî ve Haşimîler arasında geçmişten gelen siyasi ve askeri mücadele, alanını genişleterek bütün Müslümanları etkiler vaziyete gelmiştir.
kuran
Hz .Osman'ın şehit edildiği sırada okuduğu Kur'an-ı Kerim - Topkapı Sarayı Hırka-ı Saadet Odası
Fitne Olayları baş göstermeden önce valilerin tutumu birçok kere halifeye şikâyet edilmiş fakat halife gereğini yerine getirmemiştir. Durumdan rahatsız olanlar halifeyi uyarması için Hz. Aliye başvurdular. Hz. Ali halifeyi uyardı fakat halife tüm bunları göz ardı etti. Olayların büyümesi üzerine halife valileri Mekkede topladı ve fikir alışverişi yaptı. Fakat bu toplantıdan da bir sonuç çıkmadı. Hicretin 35. Yılında Mısır, Basra ve Kufe vilayetlerinden bir grup Müslüman valilerinin görevden alınması talebiyle doğrudan Hz. Osmana müracaat için Medineye geldiler. Halife onların isteklerini önce reddetti. Olayların büyümesinin ardından Halife Hz. Aliden yardım istedi. Hz. Ali isyancılarla Halifenin arasını buldu ve anlaşma yapıldı. Halife, Mısır, Basra ve Kufe valilerini değiştirecekti. Fakat durumdan rahatsız olan Mervan, Mısır valisine isyancıların öldürülmesi için bir mektup yazdı ve altına Halifenin mührünü basarak Onun kölesiyle Mısıra gönderdi. Köleyi yolda isyancılar yakaladılar ve mektup ellerine geçti. Aldatıldıklarını düşünen isyancılar Medineye geri döndüler. Tartışmaların sonucunda mektubu Mervanın yazdığı ortaya çıktı. İsyancılar Mervanın öldürülmesini istediler fakat halife onu korudu. Bunun üzerine isyancılar Hz. Osmanın hilafeti bırakmasını istediler ve Ona yirmi gün süre tanıdılar. Bu süre de dâhil, Hz. Osmanın evi yaklaşık kırk dokuz gün isyancı Müslümanlar tarafından muhasara edildi. Sonuçta Hz. Osman hilafetten ayrılmayı reddetti ve isyancılar tarafından şehit edildi. İşin ilginç tarafı Hz. Osman Medinelilerin gözleri önünde şehit edilmiş olmasıydı. Ümeyye Oğulları, Osmanın öldürülmesinden, doğrudan, Haşimoğullarını ve Aliyi sorumlu tutmayı tercih ettiler. Bu durumun da kabilecilik anlayışından ve geleceğe yönelik siyasi yatırım arzusundan kaynaklandığını söylemek mümkündür.
Hz. Osmanın hilafete gelmesiyle birlikte askeri ve idari birçok karar alınmıştır. Alınan bu karalar bazen tasvip edilmiş bazen de şiddetle eleştirilmiştir. Zira eleştirilen kararlarının başında Mısır, Kûfe, Basra gibi önemli eyaletlerin idaresine ve askeri mevkilerine görevlendirme yaparken yakın akrabalarını gözetmesi geliyor. Hz. Osman Kûfe valisi Sad b. Ebî Vakkâsı azledip yerine anne bir kardeşi Velid b. Ukbeyi, Mısır valisi Amr b. el-Âsın yerine sütkardeşi Abdullah b. Sad b. Ebî Serhi görevlendirmiş, kısa bir süre sonrada Ebû Mûsâ el-Eşarîyi görevden alarak dayısının oğlu Abdullah b. Âmiri Basra valiliğine tayin etmiştir. Hz. Osman, önemli eyaletlere yakın akrabalarını tayin etmekle birlikte sadece Şam valisi olan Muaviyeye dokunmadı zira Muaviye zaten Emevi ailesindendi. Siyasi ve askeri tüm önemli noktalara yakın akrabalarını tayin eden Hz. Osman sadece bununla kalmamış aynı zamanda Devlet kâtipliği görevine de yine yakın akrabası olan Mervan b. Hakemi tayin etmiştir. Böylece Ümeyyeoğulları siyasi ve askeri nüfuzu tamamen ele geçirdiler.
Hz. Osmanın eleştirilen uygulamaları sadece siyasi ve askeri mevkilere yakın akrabalarını tayin etmesi değildir. Aynı zamanda onlara bir takım ekonomik ayrıcalıklar da tanınması bu eleştirilerde önemli oldu. Zira kendisi daha önce ceza olarak Medineden çıkarılan ve Taife gönderilen amcası Hakemin Medineye dönmesine izin vermiş ve kendisine ekonomik olarak iyi bir ücret tahsis etmekle birlikte, oğluna da Fedek arazisini vermekte bir sakınca görmemiştir. Hz Osmanın yakın akrabalarına verdiği ekonomik imtiyazların içerisinde en fazla tartışılan şüphesiz İfrikıyye ganimetleri oldu.
Hz. Osmanın muhalifleri tarafından şiddetle eleştirilmesine neden olan sebeplerin en önemlisi tayin ettiği siyasi görevlilerin uygulamalarıdır. Zira her ne kadar idareciler eleştirilse de neticede kendilerini görevlendiren yetkilinin Hz. Osman olması hasebiyle eleştiri okları kendilerinden ziyade Hz. Osmana yöneltilmiştir. Kûfede Velid b. Ukbenin icraatları ve söylemleri, Mısırda Mısırı fetheden Amr b. el-Âsı valilik görevinden alınarak yerine Abdullah b. Sadın görevlendirilmesinin neden olduğu karışıklıklar Hz. Osmana karşı yürütülen muhalefetin başlangıcı olarak benimsenmiştir.
Şüphesiz Hz. Osmanın hilafetinde ortaya çıkan kargaşanın ana sebebi cahiliye döneminden kalma olan kabile asabiyetçiliğidir. Zira kabile asabiyetçiliği İslamla birlikte arka planda kalan Emevî- Haşimî mücadelesinin yeniden ortaya çıkmasına neden oldu. Hz. Muhammedin nübüvvetiyle birlikte rafa kalkan Emevî-Haşimî rekabeti özellikle ilk iki halifenin Teym ve Adî kabilelerine mensup olmaları hasebiyle geri planda kaldı. Hz. Osmanın halife seçilmesiyle iktidara gelen Ümeyyeoğulları ile muhalefette kalan Haşimoğulları karşı karşıya geldi. Özellikle Ümeyyeoğullarının uygulamalarından rahatsız olan muhalif kesimin,onların karşısında yegâne güç olarak Haşimoğullarını görmeleri ve onları desteklemeleri sonucunda Müslümanlar Emevî ve Haşimî taraftarları şeklinde ayrılmışlardır. Böylece Emevî ve Haşimîler arasında geçmişten gelen siyasi ve askeri mücadele, alanını genişleterek bütün Müslümanları etkiler vaziyete gelmiştir.
kuran
Hz .Osman'ın şehit edildiği sırada okuduğu Kur'an-ı Kerim - Topkapı Sarayı Hırka-ı Saadet Odası
Fitne Olayları baş göstermeden önce valilerin tutumu birçok kere halifeye şikâyet edilmiş fakat halife gereğini yerine getirmemiştir. Durumdan rahatsız olanlar halifeyi uyarması için Hz. Aliye başvurdular. Hz. Ali halifeyi uyardı fakat halife tüm bunları göz ardı etti. Olayların büyümesi üzerine halife valileri Mekkede topladı ve fikir alışverişi yaptı. Fakat bu toplantıdan da bir sonuç çıkmadı. Hicretin 35. Yılında Mısır, Basra ve Kufe vilayetlerinden bir grup Müslüman valilerinin görevden alınması talebiyle doğrudan Hz. Osmana müracaat için Medineye geldiler. Halife onların isteklerini önce reddetti. Olayların büyümesinin ardından Halife Hz. Aliden yardım istedi. Hz. Ali isyancılarla Halifenin arasını buldu ve anlaşma yapıldı. Halife, Mısır, Basra ve Kufe valilerini değiştirecekti. Fakat durumdan rahatsız olan Mervan, Mısır valisine isyancıların öldürülmesi için bir mektup yazdı ve altına Halifenin mührünü basarak Onun kölesiyle Mısıra gönderdi. Köleyi yolda isyancılar yakaladılar ve mektup ellerine geçti. Aldatıldıklarını düşünen isyancılar Medineye geri döndüler. Tartışmaların sonucunda mektubu Mervanın yazdığı ortaya çıktı. İsyancılar Mervanın öldürülmesini istediler fakat halife onu korudu. Bunun üzerine isyancılar Hz. Osmanın hilafeti bırakmasını istediler ve Ona yirmi gün süre tanıdılar. Bu süre de dâhil, Hz. Osmanın evi yaklaşık kırk dokuz gün isyancı Müslümanlar tarafından muhasara edildi. Sonuçta Hz. Osman hilafetten ayrılmayı reddetti ve isyancılar tarafından şehit edildi. İşin ilginç tarafı Hz. Osman Medinelilerin gözleri önünde şehit edilmiş olmasıydı. Ümeyye Oğulları, Osmanın öldürülmesinden, doğrudan, Haşimoğullarını ve Aliyi sorumlu tutmayı tercih ettiler. Bu durumun da kabilecilik anlayışından ve geleceğe yönelik siyasi yatırım arzusundan kaynaklandığını söylemek mümkündür.