Evde köpek beslemenin haram olduğu söylenemez.

Gülümse.

Bayan Üye
Rumuz :

Evde köpek beslemenin haram olduğu söylenemez.

Prof. Dr. Ali Osman Ateş

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi -Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı"

"Çok Değerli Arkadaşlarım,

Önce hepinize saygılar sunuyorum. Merhametli bir dünya oluşturma çabalarınızda başarılar diliyor, gerekli yasal düzenlemelerin yapılıp, bizlerin resmen göreve davet edildiği bir süreçte gayretlerinizi daha da artırmanızı arzu ediyorum. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker'in basınımızda yer alan ve bizleri üzen "köpek giren eve melekler girmez" terzindeki açıklaması nedeniyle sizlerin zaten bildiği bazı konuları hatırlatma gereği duydum.

Değerli arkadaşlarım,

Toplumumuzda halkımızın bir kesiminin köpeklere olumsuz bakışının nedeninin bu uydurma hadisler olduğu çok açıktır. İnsanlarımızın bu zavallı hayvanlara güzel bir bakış açısı geliştirebilmesi için, mevcut olumsuz durumun bozuk kültürel temellerinin ortadan kaldırılması ve genç kuşaklarımıza işin doğrusunun öğretilmesi gerekir. Aksi takdirde bu problemler her alanda sürer gider. Profesör Dr. Sevgili Ercan Saruhan hocamızın çok güzel belirttiği gibi, biz bu konuyu akademik küçük kitapçığımızda açıkladık. İlgili çalışmayı, makale formatında hakemli bilimsel bir dergi olan Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi'nde de yayımladık. Adı geçen çalışmayı kendim yaptığım için söylemiyorum, ancak gerçekten çok orijinal ve çok kıymetli bir araştırmadır. Sadece Türkiyemizde değil, İslam Dini referans alınarak dünyada henüz böyle bir çalışma şimdiye kadar yapılmamıştır. Amatör bir ruhla hazırlanan bu araştırmanın, merhametin ülkemizde hakim olmasından başka herhangi bir amacı ve beklentisi yoktur. Bu çalışmayı hazırlayan Profesör Ali Osman Ateş'in uzmanlık alanının, Hadis Bilim Dalı olduğunu da sizlere anımsatmak isterim.

Değerli arkadaşlarım,

Kıymetli vakitlerinizi alarak sizi sıkmak istemem, ancak bazı temel ölçütleri size vermek isterim. Şunu hepimiz bilmeliyiz ki, çağımız, hiç bir sorgulama ve eleştiriye tabi tutmadan 1200 sene önce yazılmış kitaplardan bir takım görüş ve rivayetlerin topluma gelişigüzel aktarılma dönemi değildir. Kanaatimce böyle yapanlarımız yanlış yapıyor ve topluma karşı sorumlulukları olduğu bilinciyle hareket etmiyorlar. Şunu hepimiz biliyoruz ki, günümüzde bir müslümanın Kur'an konusundaki problemi, anlama ve yorumlama problemidir. Geçmiş çağlarda Kur'an'ı tefsir edip yorumlayanların da, yaşadıkları çağın kültürel birikimiyle donanmış insanlar olduklarını, onların görüşlerinin de hatalı olabileceğini, eskiyebileceğini unutmamalıyız. Böyle olunca Kur'an'ın çağımıza uygun yorumunun yapılması, akademik bir zorunluluk olduğu kadar, toplumumuza karşı da bir borçtur.

Yüce Dinimiz İslam'ın ikinci kaynağını oluşturan HADİSLERE gelince, burada da Müslümanlar olarak karşımıza iki problem çıkmaktadır. İlk problem, hadis dediğimiz bu sözleri gerçekten Hz. Peygamber söylemiş midir? Yoksa başkalarına ait olan bir takım sözler, görüşler O'na isnat edilmiş midir? Uydurulan bir takım yalanlar, Hz. Peygamber'in ağzından çeşitli kitaplara doldurulmuş mudur? Biz bilim adamlarına düşen, çeşitli bilimsel yöntemlerle Hz.Peygamber'e ait olan gerçek hadislerle, O'nun adına uydurulmuş yalanları birbirinden ayırmak, toplumu da bu konuda aydınlatmaktır. Kısacası bu konudaki ilk problem KAYNAK PROBLEMİ'dir. O yüzden bizler, kitaplarda gördüğümüz bir rivayet ya da bilgiyi eleştiri süzgecinden geçirmeden topluma aktarmayız. Makale veya kitaplarımızda kullanmayız. Hz. Peygamber'e ait olanla olmayanı ayırt edebilmek, bu çok önemli bir konudur. Her İlahiyatçının bu konuda aynı başarıyı gösterdiği elbette söylenemez. Hadisler konusunda karşımıza çıkan ikinci önemli problem ise, aynen Kur'an konusunda olduğu gibi, Anlama ve Yorumlama Problemidir. Hz. Peygamber'e ait olduğu kesin olan hadisleri doğru bir şekilde anlamlandırıp yorumlayabilmek, buradan toplumumuza mesajlar çıkarabilmek. Bu husus da elbette çok önemlidir. Yanlış yorumların, yanlış anlamlandırmaların Hz. Peygamber'in yanlış anlaşılmasına sebep olacağı açıktır.

Sevgili arkadaşlarım,

Hz. Peygamber'e ait hadisleri iyi tespit edemez, O'na ait olmayanları ayırt edemezsek, örneğin, karşımıza merhamet ve sevgiyi emretmeyen bir din, hayvanları/köpekleri sevmeyen, bunların yanımızda bulundurulmasını şiddetle yasaklayan bir peygamber anlayışı çıkar ki, bunun yanlışlığı çok net bir biçimde ortadadır.

Bir akademisyenin, sonuçta gerçek peşinde koşması gereken hepimizin görevi, araştırmacı bir ruha sahip olmak, bir konuda araştırmadan, eleştiri ve sorgulama sürecinden geçirmeden acele ile peşin ve kolay hükümler vermemektir. Günümüzde bir hekim, gerekli tıbbi tetkikleri yaptırmadan hastasına nasıl ki teşhis koymuyorsa, bir ilahiyatçı da iyice araştırmadan, eleştiri ve sorgulama süzgecinden geçirmeden, günümüzde o konuyu önceden araştıranlar var mı, hangi sonuçlara varmışlar diye en küçük bir zahmete katlanmadan bir konuda konuşmamalıdır. Hele hele sanki o devirde yaşıyormuşuz gibi, bin sene önce yazılmış kitaplardan gelişigüzel nakillerde bulunmamalıdır.

DOHAYKO'nun ilgili kitapçığında kaynaklarıyla birlikte yazıldığı için, köpek giren eve melekler girmez konusunun ayrıntılarına girmek istemiyorum. Arkadaşlarımız zahmet edip oradan okusunlar. Bölgelerinde sponsorlar bulup, kitapçığın yeni baskılarının yapılmasına katkı da bulunsunlar. Kitapçıktan, benim ya da Dohayko'nun herhangi bir maddi çıkarı asla söz konusu değildir. Ancak şunu bir kez daha yenileyeyim ki, köpek bulunan eve meleklerin girmeyeceğinden bahseden rivayetler güvenilir değildir. (Bakın bunlara rivayetler diyorum, fakat hadis demiyorum, çünkü bunların Hz. Peygamber'e ait oluşu söz konusu değildir, kendilerinde kaynak problemi vardır. Ayrıca aklınıza, mantığınıza, bilginize aykırı düşen şeylere hadis dememenizi, araştırmanızı sizlere öneririm). Bu rivayetlerle amel edilmez, bunlar dinde delil olmaz. Bunlara dayanılarak evde köpek beslemenin haram olduğu söylenemez. Ayrıca hepimiz bilmeliyiz ki, Dinimize göre meleğin girmediği yer yoktur. İnsanın işlediği davranışlarını yazan Kiramen Katibin Melekleri (Yazıcı Melekler), Hafaza Melekleri (Koruyucu Melekler) de insanın yanından hiçbir zaman ayrılmazlar.

Sabrınız için teşekkür eder, hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.​

Bir süre önce evlerde köpek beslenemeyeceğini belirten saçma bir tartışma yaratan bir ilahiyat profesörünün fetvasına karşılık böylesine üst düzey bir bilim ad******* gelen bu yazı hepimizin yüreklerine su serpti... Şükürler olsun ki, hala böyle aydın Din adamlarımız var...
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst